hekimanne gezerken

Bir nehri dinlemek

21:55

Ben yaşlarda, simsiyah saçlı bir kadın, selam verdi, gelip yanıma oturdu, o da bir elma kopardı.



Gezmeyi çok seviyorum. Gezdiğim yerleri yaşamayı, yaşadıklarımı anlatmayı, anlattıklarımı yazmayı seviyorum. Ama her gezdiğim yeri anlatasım gelmiyor, hele yazmak asla....İşte öyle bir yer gördüm ki, size yazarak anlatayım. Adige Nehri, Kuzey İtalya'da, Alp Dağları'ndan doğuyor, Venedik Körfezi'ne dökülüyor. Bana İtalya'nın nehirleri  deseniz, Po derim. Coğrafyadan aklımda kalmış, belki de bilmece çözerken öğrenmişimdir. Ama artık benim nehrim Adige.....
Venedik'in gördüğüm yüzü
Önce, Venedik'e gittim, oraya gidenlerin gördüklerini gördüm. Kanallar, gondollar, camlar, maskeler, makarnalar....vs. Yıllar önce, pikap çalıp şarkı dinlediğimiz zamanlarda, bir plağımız vardı. Üstündeki resimde, bir gondol, içinde aşık bir çift, kırmızı fularlı bıçkın bir gondolcu. Kim söylerdi, ne söylerdi hatırlamıyorum. Hüzünlü İtalyanca bir şarkıydı. Onu dinlerken, Venedik'de olduğumu hayal ederdim. Aslını görünce, keşke Venedik hayallerimde kalsaydı dedim. Etraf turist kaynıyor, paranla bakıyor çekiliyorsun, şehir seni paran kadar seviyor.
Adige boyunca yukarı
Venediğin en güzel anı, şehirden çıkıp kuzeye doğru gitmekti, yolu şaşırıp otobandan çıkmaktı, yan yollarda kaybolup, Adige ile karşılaşmaktı. Oraların tatlı serin bir havası var, ağustosun sonuna göre soğuk bile, etraf yemyeşil, rengarenk çiçeklerle dolu. Nehir, bu cennetin arasından kıvrıla kıvrıla gidiyor, masmavi bir ip gibi, kenarı söğütlerle dolu. Yolun diğer kenarında, üçer beşer evler, koyu abanoz tahtadan balkonları var, saksılardan renkler taşıyor. Arada elma ağaçları, üzüm bağları.

Naples'li Teresa

Yolun kıyısında durdum. Bahçe duvarına oturdum, başımın üstünden geçen daldan bir elma kopardım, çocukken yaptığım gibi üstüme sildim. Ben elmamı yerken önümden onlarca bisikletli süzülerek geçti. Meğerse burası Alplere doğru çıkan , profesyonel bisikletçilerin de çok sevdiği bir yolmuş. Cırcır böcekleri korosu ve nehrin gümbürtüsü arasında, bir ses duydum. Ben yaşlarda, simsiyah saçlı bir kadın, selam verdi, gelip yanıma oturdu, o da bir elma kopardı. Teresa, bir öğretmenmiş, ilkokulda ingilizce öğretmeni. Kocası Avusturyalı, kendisi Napolili. Onlar Napoli'ye Naples diyorlar. Avusturya'ya, kocasının ailesinin yanına tatile gidiyorlarmış. Bu yol çok güzeldir dedi, Adige' yi en iyi burada duyarsın. Elmalarımızı yedik, nehri dinledik, bana kendi yaptıkları elma şarabından bir şişe hediye etti. Venedik benim farkıma bile varmadı ama Teresa ve Adige beni sevdi.Onlardan ayrıldıktan bir süre sonra, Heidi' nin dağları sardı etrafı. Büyük, küçük, alçak, yüksek, sıra sıra , yeşil, uzakları karlı Alpler.
Memlekete döndüm, Adige'nin sesi kulağımda, elmanın tadı damağımda...Bu arada Teresa ile yıllarca yazıştım, sonra unuttuk birbirimizi. Oraları yazmaya karar verince tekrar aklıma geldi, İstanbul'a çağırdım onu. Eğer çağrım kendine ulaşırsa ve gelirse, yazarım tekrar, anlatırım sizlere......    

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum