hekimanne gezerken

Bir Konserin Ardından

12:35

Birden önümüze birkaç atlı çıktı, en önde, gecenin karanlığında, bembeyaz bir atın üstünde, bembeyaz bir gömlek giymiş, yakışıklı bir adam...


Sadece sesi güzel değil, gönlü de güzel bir adam. O bir klasik müzik sanatçısı, bir tenor, ben onun sesini ilk kez ne zaman duydum, tam bilmiyorum. ''Con Te Partiro'' yu her dinlediğimde gözlerim yaşlanınca, ''The Prayer''i her dinleyişimde boğazıma bir şey tıkanınca, Andrea Bocelli'nin bir konserine git artık dedim. Ve gittim....

Kendisiyle yaşdaş sayılırım, benden bir yaş küçük, Toscana'da Lajatico diye küçücük bir köyde doğmuş. Çocukken de sesi çok güzelmiş. O yıllarda bile yerel bir yetenekmiş. Daha sonra önümü kesen iki şey oldu diyormuş. İlki, glokom hastası olması, yani görmeyi azaltan bir göz hastalığı, henüz on iki yaşındayken futbol oynarken başına aldığı bir darbeyle tamamen göremez hale gelmiş. İkinci engel ise ailesinin müziği geçim kaynağı olarak görmemesi. Onları memnun etmek için hukuk fakültesini bitirmiş. Ama müzik aşkı bu, peşini bırakmamış, iyiki de bırakmamış.

Müzik geçmişi başarılarla dolu, sadece klasik opera söylemiyor, pek çok ünlü popüler parçayı seslendirmiş, neredeyse tüm konserlerinden en önemli anları youtube'da bulabilirsiniz. Müzik dışında rengarenk bir adam. Paraşüt, at binme, bisiklet, paten en sevdiği faaliyetlerdenmiş. Göremeyen bir adam için nasıl umut fışkıran hobiler.



Dünyanın dört bir yanında konserler vermiş, bir kaç kez İstanbul'a da gelmiş. Ama kendisi için en özel anları köyünde ( Lajatico) verdiği konserlerde yaşadığını söylüyormuş. Köyü köy değil sanki bir film platosu. Köyün içinden kıvrıla kıvrıla geçen bir yoldan,  Teatro del Silenzio' ya ulaşılıyor. Burası bir açık hava tiyatrosu. On bin kişi kapasiteliymiş, ama gördükten sonra diyebilirim ki çevresinde çayır çimen oturanlarla beraber çok daha fazla kapasitesi var. Aynı köyde ailesinin bir çiftliği ve Bocelli Vakfı'na ait ürünlerin satışı var. Hem Kitap, CD, hediyelik eşya, tişort, şapka...vs. hem de şarap, zeytinyağı gibi çiftlik ürünleri. Bunlardan elde edilen gelirler vakfa gidiyormuş. Vakıf yoksullara yardım ediyor. Mesela biz ablamla CD aldık, bu yılın geliri Haiti'deki altı yüz çocuğun bakımı için harcanıyormuş, paramız hayırlı bir işe gidiyor diye de memnun olduk.

Teatro del Silenzio yani Sessizlik Tiyatrosu'nu doğduğu topraklara teşekkür amacıyla Bocelli yaptırmış. Yılda sadece bir kez konser verdiğinden ve onun dışında hiç bir şey olmadığından ismi Sessizlik. 2006'dan bu yana verilen konserlerin  hep temaları ve simgeleri var. Mesela 2012'de tema üretkenlik, simge nar, 2013'de tema varlıklar ve varoluş, simge insan ve hayvan heykelleri. Benim gittiğim 2016 konserinde tema renkler ve hayaller'di, simge ise sirk.

2016 konseri kadar, konser alanına ulaşma çabası müthişti, ki küçük bir köy deyip geçmeyin, yol gösteren köy gençleri olmasa yolu bulmak imkansız. Sonra kuyruk tabii, kilometrelerce uzanan kuyruk. Biz akıllılık ettik, ablamla göz alabildiğine uzanan Toscana Vadisi'nin yamaçlarından birisine oturduk, yolda gelirken aldığımız ismini bilmediğim nefiss üzümlü ekmeğimizi yedik, hava kararırken gidip yerimizi bulduk. Çayırda yarı uzanmış, hatta yatmışken bir helikopter geçti, herhalde dedik Bocelli geldi. Öyleymiş, gelmiş, hemen helikopterin indiği yerde olanlarla konuşmuş, fotoğraf çektirmiş.

Sonra konser, ünlü operaların en güzel aryalarından oluşan bir program, sirk temalı görsel bir şölen, akrobatlar, palyaçolar, atlar, hatta hemen orkestranın dibine kadar gelen filler......anlatmak imkansız.

Konser bitti, biraz yavaş olalım dedik, inanılmaz bir kalabalık var, kenardan kenardan ve ufak adımlarla dönüyoruz, hatta azıcık yolun dışına çıktık, çayırdan gidiyoruz, birden önümüze birkaç atlı çıktı, gecenin karanlığında, bembeyaz bir atın üstünde, bembeyaz bir gömlek giymiş, yakışıklı bir adam.... Onu tanıyınca az kalsın heyecandan yamaçtan yuvarlanacaktık. Meğerse Bocelli, hayranlarını uğurlamaya çıkmış. En az konser kadar büyüleyici bir andı. Neyse düşmedik, yuvarlanmadık ama dönüş yolunu kaybettik, o da ayrı bir hikaye......

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum