hekimanne'den cennetin anahtarı

MİŞON OLMAK

12:46

Bir şey yapın, bir devri kapatıp diğerini açan
Ayakkabıcı Mişon'un masalını duymuşsunuzdur. Hani fakir, yorgun ve mutsuz Mişon. Gelecek için umutları olmayan, tek düze yaşayıp giden Mişon. Karısını geçimsiz, memnuniyetsiz, çocuklarını yaramaz ve aptal olarak tarif eden Mişon.

Masal bu ya, bir gün bu durum canına tak diyor, arkadaşlarından dinleyip durduğu dünyanın diğer tarafını görmek için yola çıkıyor, çünkü biliyor, hissediyor, mutluluk henüz gidip görmediği bu diyarlarda. Mişon yürümekten yorulunca, bir ağacın gölgesinde uyuyup kalmış ama uyumadan önce ayakkabılarının burunlarını gidiş istikametine doğru çevirmiş. Çünkü yolun gidişi ve gelişi o kadar çok birbirine benziyormuş.

Sonrası, bildiğiniz gibi, bir hırsız ayakkabıları çalmak için eline alır, beğenmeyip yerine koyar koymasına da, tam ters yönü gösterecek şekilde bırakır. Mişon uyanıp yoluna devam eder, tahmin ettiğiniz gibi kendi şehrine döner gelir. Bunu biz biliyoruz ama Mişon bilmiyor. Önce aradaki benzerliğe şaşırır, sonra içindeki heyecan, değişim isteğinin kıvılcımı, yolculuk hoşgörüsü ve daha pek çok iyi şey birleşir. Mişon doğup büyüdüğü memleketi, başka bir memleket olarak görür, karısını başka bir kadın, çocuklarını başka çocuklar. Yine ayakkabı tamircisidir, çok daha iyisidir, müşterileri bu değişime şaşarlar da ses çıkarmazlar, memnuniyetlerini daha çok para vererek gösterirler, tüm tamirleri Mişon'a getirirler. Karısı önce neler olduğunu merak eder, neden değişmiştir kocası, sonra niyeyse niye der, kocası onun evdeki uğraşlarına, her gün elinde bir buket çiçekle gelip teşekkür etmektedir. Karısı memnuniyetini daha güler yüzlü, daha konuşkan, daha anlayışlı olarak, lezzetli yemekler pişirerek gösterir. Çocuklar, babalarının kendilerini dinleyip anlamaya çalışmasına, hele hele oynamasına hiç anlam veremezler ama çok hoşlarına gider, çocuk onlar. Çocuklar bir ekersen bin verenlerdir, Mişon'un çocukları da giderek daha uyumlu, daha meraklı, daha çalışkan olurlar.

Sonuçtan herkes memnun, Mişon memnun.

Bu bir masal dili, biz ayakkabı tamir ediyoruz veya başka bir iş tutuyoruz. Eşimiz, sevgilimiz, annemiz, babamız, kardeş, arkadaş, çoluk, çocuklarımız var. Aynı Mişon gibi. O zaman aynı Mişon gibi yapalım. Masal metaforları vardır. Burada uyku bir metafor. Biz de uykunun yerine kendi başlangıcımızı koyalım. İstediğiniz herhangi bir durum. Uyuyup uyanayım, önce karnımı doyurayım, bir deniz kıyısına gidip biraz denize bakayım, önce arkadaşlarla buluşup biraz stres atayım, gözlerimi bir noktaya dikip öylece bakayım......vs.

Bir şey yapın, bir devri kapatıp diğerini açan. Benim devrim, bir kitabın, bir satırının, bir kelimesiyle kapandı ve diğeri açıldı. O anda bu kapanıp açılmayı siz anlamıyorsunuz. Biraz şaşkın, biraz heyecanlısınız, sanki her şey hem aynı hem değil. Kesinlikle daha güzel, daha hoş, daha umut verici, daha iyiye doğru.

Şartlarınıza, yaşamınıza, işinize, ailenize, memleketinize, eksikliklerinize, yeniden görüyormuş gibi bakın. Değişim istiyorsanız, önce kendiniz değişeceksiniz. Haydi Mişon olmaya.......

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum