hekimanne'den cennetin anahtarı

içimdeki sahnede kişisel var olma halim

20:10

Bireyleşme sürecinin dikenli yolları...


Tek kişi olmadığımı yıllar önce fark etmiştim. Şimdi size anlatmak istediğim şeyler nasıl anlatılır bilemedim ve konuya bir cümleyle bodoslama daldım. Evet tek kişi değildim, hâlâ da değilim, fazlasıyla kalabalığım. Geçmişi düşününce, lise yıllarımdan daha da geriye gidemediğimi fark ediyorum, sanırım bu  atmış yaşında olmamla ilgili bir durum. Lise ve fakülte döneminde herkesten özellikle de kendimden saklamaya çalıştığım, bir şöyle, bir böyle olma halimi dün gibi hatırlıyorum. Altı yıllık eğitim sürecimin sadece üç haftasını alan psikiyatri stajında öğrendiklerimden yola çıkarak kendime bipolar kişilik tanısı koydum. Tam cahil cesareti, aynı zamanda kendime şunu bunu çevreye belli etmeme gibi bir misyon yüklemişim, bu teşhisim el alemden gizlenecekler listesine bir madde daha ekledi.

Çok uzun yıllar, tabi neye göre uzun diyebilirsiniz. Bu türlü değerler hep izafidir. Toplam yaşam süreme göre uzun diyeyim, çoklu halimi çözmeye çalıştım. Sanki içimde bir sahne var, değişik düşüncede, karakterde, iyilikte, kötülükte insanlar sırayla oraya çıkıyorlar. Ben bazılarını çok seviyorum, hep onlar konuşsun istiyorum, diğerleri sahne alınca anksiyeteye boğuluyorum. Yok edemiyorum, yok sayamıyorum....

Fazlasıyla anlaşılamaz bir durum, bir çıkmaz. Günlük yaşamdan örnekler vereyim. Mesela bir toplantı daveti alıyorum. Düğün, dernek, piknik, kongre herhangi bir toplantı. O anda memnun oluyorum, gitmek, görmek, orası her neyse o bütünün parçası olmak istiyorum. Hazırlanıyorum ve o gün gelip çatıyor, ya tam da arzuladığım gibi oluyor, son derece hoşnut oluyorum, ya da iç sesim, diğer istemediklerim sahneye çıkıyor, beni sıkıyor, boğuyor, o toplantı bana zehir oluyor. İşte ilk daveti aldığım zaman o günün nasıl bir gün olacağını kestiremiyorum. Yani hiç farklı bir dış etken yok, aynı tip bir olay beni coşturabilir veya sonsuz sıkabilir. Peki neden?

Nedenini bilmediğim bu durumla yıllarca yaşadım. Ama nedenini araştırmaktan hiç vazgeçmedim. Hatta sanırım bu bir hastalık diye psikiyatriste de gittim, yorgunsun, dinlen minvalli bir konuşma yaptı ve istersen ilaç başlayalım dedi. Peh, peh, peh istemezsem ne olacak? Tabi ki istemedim. Bir hekim olarak bu yaklaşımım biraz tuhaf kaçabilir. Ama o anda içimdeki sahnede rol alan bana dedi ki, sakın beyin kimyanı yapay olarak değiştirecek ilaç kullanma. Ben o sesi dinledim, hata mıydı ? Belki.....

Belki ben zor bir yol seçtim. Şimdi bunun zor ama doğru bir yol olduğunu anlıyorum. Bireyleşme sürecim ve kişisel var olma halim inişler ve çıkışlarla dolu. İniş çok, çıkış az gibi ama tek çıkış bile olsa ben o çıkış esnasında, içimdeki bol oyunculu sahne olayını çözdüm. O oyuncular, hani kimini sevip, kiminden nefret ettiğim oyuncular, işte onlar benim arketiplerim.

Arketip lafını ilk kim kullanmış bilmiyorum, psikoloji dünyasına Jung'un soktuğunu biliyorum. Jung demiş ki, arketipler bizim algılamamızı örgütlüyor, bilinç içeriklerini düzenliyor, değiştiriyor. Bu bilgiye okyanusun ortasında boğulmayı beklerken bulduğum bir can simidi gibi sarıldım. Bu bilgiyi evirdim, çevirdim, kendime uyarladım. İçimdeki sahnenin oyuncuları dediğim , biraz da kendilerinden ürktüğüm şahsiyetler benim arketiplerimdi. Yani çift kişilikli, bipolar, multipolar falan değildim. Fazlasıyla normaldim. Normaldim, normal olmasına da, içimdeki sahnede oynanan oyunda ki rolüm neydi acaba?

Jung'un içine masallarla, çember toplantılarıyla, grup terapileriyle, şamanik destanlarla daldım. Bunları burada anlatmayacağım, hatırlıyorum daha önceki yazılarımda varlar. Nihai çözümümden bahsedeyim. Arketipler, kollektif bilinç dışının çekirdekleridir, bilinçle temas ettirirsen güçlenirler, ancak tetiklendiklerinde ortaya çıkarlar. Yani hareketsiz olduklarında onları algılayamıyorsunuz. Yine varlar ama siz farkında değilsiniz.

İstemediğim, beni rahatsız eden arketiplerimi nelerin tetiklediğini buldum. Şimdi yine çok çok kişiyim, yine içimde bir sahne var. Ama yönetmen benim, senarist benim. İstediğim arketipime, istediğim kadar rol veriyorum. Kontrol şimdilik bende....

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum