hekimanne'den cennetin anahtarı

Amor Fati

14:51

Yani yazgını sev. Bu söz Nietzsche'ye ait. Kadercilik zannetmeyin, ilgisi yok. Yaşıyorsun, bir takım tercihler yapmışsın, sonuçta acı ve ıstırap çekmiş olabilirsin,  benim bildiğim çoğunluk böyle. İşte bu noktada diyoruz ki, senin başına gelenlerin aynısı bir zamanlar yaşandı, döngüsel olarak ileride yine birileri tarafından yaşanacak. O zaman Amor Fati.....


Gereken yerde, gereken dersleri al, hayatın sana gösterdiklerini anla, zorunlu olanı sev ama insan sadece zorunlulukları yaşar ve onu sevmeye çalışırsa, giderek insan olmaktan çıkar. Yani burada değiştirilemeyen zorunlulukları ayırt edip onları sevmek önemli.

Haydi durum değerlendirmesi yapalım. Bize insanlığımızı unutturan, her türlü duyguyu ortaya çıkarmak ve arınmak lazım. Arınmak için, görmezden geldiğin herşeyi seyreder hale gelmen lazım. Değiştirebileceğin zorunlulukları yaşamanın bundan acı çekmenin nasıl bir şey olduğunu seyrederek özgürleşilebilir.

Nasıl mı? Tiyatro ile, müzik ile, masal ile....yani bir nevi katharsis. Ama en çok çember ile.
İnsan, çemberde bir başkasının üstünden başına gelenleri seyreder. Bu seyrettikleri korktuğu ve görmezden geldiği şeylerdir. Bu seyrediş, tam da Nietzsche'nin bahsettiği arınmadır. Kişi o anda, aklının geliştirdiği ahlaka karşı konum almaya başlayınca, özgürleşmeye başlar.

Eski Yunan tragedyalarının konuları böyledir. Seyredene, özgürlük ve zorunluluk arasında denge kur der. İşte bu denge için önce Amor Fati. Yani değiştiremediğin zorunluluğu sev, sonra ilkelleşerek arın. İşte bu arınma, sizi giderek özgür kılar.

Size uygun arınma yolunu kendiniz bulacaksınız. Bu yol ne olursa olsun, mutlaka kendinizi seyredebilmelisiniz. Önerilen yollarda müzik, tiyatro, plastik sanatlar....vs. var. Ben bir çok yol denedim, kendimi en çok çemberde görebildim. Çember, hiç denemediyseniz, sizin için bir şey ifade etmeyebilir. Bir kez deneyince asla vazgeçilemeyendir.

Yaşam, zorunluluk-özgürlük dengesinde sizi hep zorunluluğa doğru iter. Yani değişmez değil, değiştirilebilir zorunluluğa doğru, hatta sizin özgürlük zannettiğiniz maskeli zorunluluğa doğru. Çemberde kendinizi seyrederken, arındıkça bu durumu kavrarsınız. Buradaki yüzleşme, neredeyse her zaman acı vericidir. Çemberi oluşturan herkes, kendileriyle yüzleştikçe sonsuz acı çeker. Siz bu acının içinde kendi acınızı da seyredersiniz.

Ben her yıl bir kaç kez çembere katılırım. Konuşurum, dinlerim, seyrederim ve oradan kendi hayatıma evet diyerek çıkarım. Hekimanne'de buna benzer yüzlerce satır vardır. Mutlaka vardır. Çemberdışı kalanlara, hayatına hayır diyenlere seslenmişimdir. Şimdi yine sesleniyorum.....

Çemberini bul ve Amor Fati............

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum