hekimanne gezerken

Şeytanın Gırtlağı

14:53

tarif etmek için, şelaleden başka bir kelime bulmak lazım



Güney Amerika’nın en büyük nehri Amazon Nehri, ikinci büyük nehri de Rio Parana. Rio Parana’nın üstünde Brezilya, Arjantin, Paraguay sınırında irili ufaklı 275 şelale var. Bu çağlayan dünyasının ismi, Brezilya kısmında İguaçu (Portekizce), Arjantin kısmında İguazu( İspanyolca). Yıllar önce Eleanor Roosvelt burayı görünce “poor Niagara ” demiş. Yani ihtişam tarif edilebilir değil.

İguazu hakkında okurken, 1542’de Alvar Nanez Cabeza de Vaca tarafından keşfedildiğini öğrendim. Yani beyaz adam bir yeri ilk kez görünce keşfetmiş oluyor, daha önce yerli halkın orayı bilmesi, orada yaşaması önemsiz. Ben ilk kez gittim, o zaman keşfettim diyor Alvar. Öyle olsun, keşfetmiş olsun.

Bu şelalelerin dört tanesi var ki, anlatılır gibi değil. Birleşip öyle coşmuşlar, öyle inanılmaz olmuşlar, görmeniz lazım. Bu heyulanın adı, yerli dilinde Garganta del Diablo yani büyük su. Sonradan keşfedenler Devil’s Throat (Şeytanın Gırtlağı ) demişler.

Bu girişten sonra anlatmaya başlayayım. Aralık başıydı, Rio de Janeiro’dan iç hat uçuşu ile İguazu’ya geldim. Yol yaklaşık iki saat sürdü, aslında kara yolu harika manzaralıymış ama benim o kadar zamanım yoktu. Brezilya ve Arjantin sınırında, her iki tarafta da toprağı olan bir milli park var, Paraque Nacional Do IGUAÇU. Bu park dünya doğa mirası listesinde.

Ben Foz do İguaçu’da konakladım, önce Brezilya kısmını gezdim, bu kısım daha çok seyirlik, boşluğa uzanan seyir teraslarında inanılmaz gök kuşağı manzarasında ıslana ıslana yürüdüm. Alanda küçük kafeler, hediyelik eşya dükkanları, her şelaleyi rahat görmek için olabildiği kadar yaklaşılan patika yollar ve elimde kaybolmamak için bir harita, dört bir yan turist, insan seslerini bastıran devasa bir su sesi... gözünüzde canlandırın.

İki ülke toprakları bir köprüyle birleşiyor, ismi dostluk köprüsü. Dostluk köprüsünün  ortasında durun, sağ ayağınız Brezilya’ya, sol ayağınız Arjantin’e basarken, tam karşınızdaki kara parçası Paraguay. Bahtsız Paraguay, Rio Parana onun topraklarında da akıyor ama orada bir tane bile şelale yokmuş, dolayısıyla no şelale, no turist...

Arjantin kısmı tam macera, bu arada söylemeyi unuttum, her iki taraf için ayrı bilet alacaksınız. Arjantin kısmında yerel bir rehber aldık çünkü bu kısımda decovil trenler, hızlı nehir tekneleri (Gran Ventura) var. Yani biraz daha fazla aktiviteli ve karışık.

Bir yeri gezmeden önce, daha önce oraya gitmişlerin deneyimlerini okurum. Nehir teknesine binen birisi ıslandık diye yazmış. Duyanda üstüne su sıçradı sanacak, ne ıslanması, sırılsıklam olduk, Şeytanın Gırtlağı’na o kadar yaklaştık ki, bir an göz gözü görmedi, alabora olduk sandım. Gerçi önce uyarıldık, mayoları giydik, can yeleklerini taktık, emniyet kemerlerini bağladık, özel eşyalarımızı su geçirmez torbalara koyduk. Gezmiyoruz, savaşa gidiyoruz.... gerçekten savaş, hava inanılmaz kavurucu sıcak, su ise buzdan hallice.... gidin valla şeytanın gırtlağına doğru gidin.....


Bir de hayvanlar var tabii. Brezilya kısmında, milli parkın hemen girişinde, daha şelalelere gelmeden bir kuş parkı var, yüzlerce kelebek cinsi, rengarenk kuşlar ( özellikle Tukan Kuşu), kemirgenler ilginçti. Ama ben hayvanat bahçesi tipi yerleri sevmem, oralar bana hapishane gibi gelir, ki gibi değil zaten, resmen hapishane, adamlar kelebekleri bile hapsetmişler, bırak soyu tükenecekse de özgür özgür tükensin.... bir de her yerde serbest dolaşan ve ilk kez gördüğüm bir canlı vardı. Bir tür rakunmuş, burada onlara Koati diyorlar, onların da huyu bozulmuş, hırsızlık öğrenmişler, dolaştıkları yerde ortaya çanta falan bırakmamak lazım.


Öyle böyle değil, deli gibi bir yorgunlukla tekrar hava alanındayız. İguazu’nun iki küçük hava alanı var, birisi Brezilya, diğeri Arjantin topraklarında. Arjantin tarafından uçağa biniyorum ve iki saat sonra Buenos Aires’deyim..

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum