hekimanne gezerken

Gün batarken Kommagene

01:14

Kommagene, genler topluluğu anlamında eski grekçe kökenli bir kelime. Bu kelime, barış içeriyor, aynı topraklarda, değişik topluluklar, hep beraber yaşayabilir anlamı taşıyor.


Kommagene antik dünyanın minicik bir krallığının adı. Kommagene Krallığı M.Ö 109 da Mithridates Kallinikos tarafından kurulmuş. Neden genler topluluğu anlamına gelen bir ülke adı seçmiş derseniz, bence kendisi karışık genli, sanırım bu yüzden. Baba tarafı Pers krallarından Darius'a akraba, annesi ise Makedonya kralı Büyük İskender'in akrabası. Yani Mithridates hem doğulu, hem batılı.

Mithridates genleri karıştırmanın en önemli basamağının inançları karıştırmak olduğuna karar vermiş. O zamanlar ortam çok tanrılı, her tanrıya bir doğulu, bir batılı isim konmuş. Ya da isimler zaten varmış, aynı tanrılara atfedilmiş, kısaca inançlar karışmış. Anadolu mitindeki tanrı isimleri Oromasdes ( Zeus), Mithras-Helios-Hermes( Apollo), Ares-Artagnes-Herkül( Herakles).

Mithridates ülkesinin bir çok yerine bu tanrılar için tapınaklar yaptırmış. Ölümünden sonra yerine geçen oğlu 1.Antiochos M.Ö 69-38 arası krallık yapmış. Kommagene Krallığı, bu kral zamanında altın çağını yaşamış, işte bu kral demiş ki, kendime çevresi tanrılarla dolu öyle bir mezar yaptırayım ki, herkes gücümü görsün. Ve yaptırmış. Kommagene'nin ömrü çok kısa sürmüş, hem iç hem dış barış yanlısı bu minik ülke M.S 72 de Romalılara yenilip eriyip gitmiş. Ancak Antiochos'un mezarı, Romalıların yakıp yıkmasına rağmen, binlerce yıl ne olduğunun anlaşılamamasına rağmen, doğanın yok edici gücüne rağmen tamamen yok olmamış. Dünyanın 8. harikası olarak kalmış, hem de bizim topraklarımızda kalmış.

Adıyaman ili, Kahta ilçesi sınırlarında bir dağ var, Nemrut.....zaten Kahta dağ eteği anlamına geliyor, eski Kahta Nemrut'un eteklerinde kuruluymuş. Bu bölge1881'de Diyarbakır demiryolu yapılırken, bir Alman mühendis tarafından tesadüfen bulunmuş. Sonra da Nemrut tümülüsü, doğu ve batı terasları, dev heykeller, çeşitli kabartmalar gün yüzüne çıkmış. Eski ve özel Grekçe ile yazılan kitabeyi çözen de bir Alman Dil Bilimci, arkeolog Otto Punchtein. Böylece eserlerin Kommagene krallığına ait olduğu, kitabenin Kommagene Kralı 1.Antiochos'un ağzından yazıldığı, dağın sırrını ve kralın yasalarını içerdiği ortaya çıkmış.

Bu kadar kitap bilgisi yeter. Böyle bir dağa gidilmez mi? 8.harika bu kadar yakınınızda olacak ve gitmeyeceksiniz, olmaz......tabi ki gittim.

Günbatımını yakalamak için batı terasına yavaş yavaş tırmandım. Yol çok uzun değil, bir kaç yüz metre ama o güneşin altında merdivenlerden çıkmak hiç kolay olmadı, defalarca dinlendim.Uçsuz bucaksız ova manzarasına baka baka tırmandım. Terasa ulaşınca, birden bire size öylece bakan dev heykellerle karşılaşıyorsunuz. Bunların hem batı, hem doğu terasında belirli bir diziliş şekli varmış, buna hiyerotesyon deniyormuş. Nasıl dizilirlerse dizilsinler 2150 metre yüksekte, gizem, hayret, hüzün, heyecan, coşku yaşatıp öylece duruyorlar.

Yine de nasıl dizildiklerini anlatayım. Heykeller bir arslan ve bir kartal heykeliyle başlıyor ve yine bir arslan ve bir kartal heykeliyle son buluyor. Arslan yeryüzündeki gücü, kartal ise göksel gücü temsil ediyormuş. Bunların arasında sırayla Antiochos(Theos), Fortuna(Leodika), Zeus, Apollo, Herakles var. son üçü tanrı, ilk ikisi kral ve çok sevgili annesi. Yani kendine tanrı, annesine de tanrıça demiş. Arslan figürünün başındaki horoskop çok ilginç, yapıldığı yılın uzay konumunu gösteriyormuş.

Batı terasında, bir yanda rehber bunları anlatıyor, diğer yanda  sonsuz güzellikte bir gün batımı ve gün batımı renginde şarap.....o anda kim tanrıymış, kim kendine tanrı demiş önemli mi, o anda tek gerçeklik renkler....

Doğu terasında tanrılar galerisi, atalar galerisi ve sunak var. Tanrıların hemen arkasında da 237 satırlık nomos duruyor. Antiochos o anda o yazılara baktığımızı bilse ( okuduğumuzu diyemiyorum) ne düşünürdü acaba.... Tam tepede kırık taşlardan bir yığın yani Nemrut Tümülüsü var. Antiochos'un mezarının bunun altında olduğu sanılıyor ama kazılarda bulunamamış. Tümülüsün altında ne olduğu meçhul.

Bu arada hava iyice karardı, karardı kelimesi az kalır, zifiri oldu, telefonların ışıklarını yaktık ve doğu terasının merdivenlerinden yavaş yavaş indik, ardımızda tanrıları, içinde ne olduğu meçhul Nemrut tümülüsünü bırakıp Kahta'ya doğru yol aldık.


Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum