hekimanne gezerken

Dünyanın en güzel tren yolculuğu....FLAM TRENİ

22:00


Bir çok ülke gördüm ama sayısını hiç bilmem. Keşke ömrüm dünyanın kalanını da görmeye yetse. Çoğu yere, hem ekonomik hem de zaman sorunu nedeniyle tek kez gidiyorum. Çok nadir konser, fuar, festival gibi bir şey olursa iki kez gitmişliğim oluyor. Tek istisna var, Oslo....Oslo'ya mesleki nedenlerle defalarca gittim, bunun da sayısını bilmiyorum. Ama son gidişim bambaşkaydı, eni konu özlemişim, meğerse ben bu şehri bizim ülkenin bir şehri gibi hissetmeye başlamışım, ama bu kez gezi nedenim Oslo değildi. Sadece bir gün hasret giderdim, yeni baştan, hiç görmemiş gibi tüm müzeleri gezdim, Skrik (Çığlık) tablosunun önünde öylece durdum, Vigeland Park'a gittim, kaleye çıkıp fijordu seyrettim, Aker Brygge'de midye çorbası içtim, Karl Johans Gates'de bir aşağı bir yukarı dolaştım, sabah erkenden çıkıp Rikshospitalet'e (Romatizma Hastahanesi)gidip, dışarıdan seyrettim, gençliğimi yad ettim, biraz gözlerim nemlendi....Ama dedim ya, bu kez Norveç'e başka bir şey için geldim. Hızla otele döndüm, kahvaltı sonrası ( dünyanın pek çok yerinde kahvaltı ettim,Türkiye'den sonra açık ara en lezzetli kahvaltı Norveç'dedir). İstasyona gittik ve öğlen 12.00 de Myrdal'a giden trene bindik.



Oslo'dan yani denize sıfır yükseklikten, deniz seviyesinden 866 metre yüksekteki Myrdal'a kadar dik yokuş çıkan bir tren düşünün. İnanılmaz güzel manzaralara baka baka 16.45 de Myrdal İstasyonu'na vardık. İşte buradan Norveç'e asıl geliş nedenimiz olan trene bineceğiz. Myrdal minicik bir istasyon ama her türlü ihtiyaca cevap veriyor. tren değiştireceğimiz için riske atmadık, azıcık erken gelmişiz, aylardan temmuz ama ceketli atkılı giyinilmezse üşünecek bir hava var, uzaktan karlı dağlar manzarası müthiş, oralarda yazın bile aktif bir çok kayak pisti varmış.





Nihayet vakit doldu, beklediğimiz tren geldi...Flam Treni, dünyanın en güzel on tren yolculuğundan birisi seçilmiş. Hatta 2014'de Lonely Planet,  Flam'i en iyi tren yolculuğu seçmiş.
Bu en iyi yolun uzunluğu sadece 20 km. Myrdal'dan başlayıp, 25 km. hızla ve yaklaşık %10 eğimle Flam Kasabası'na gidiyor. Yol kısa ama spiralli gibi, keskin virajlı, sanki lunaparktasın. O anda saymadım, sonradan öğrendim, yirmi tünel ve bir köprü geçmişiz.







Üstelik bir de yolda duruyor, 225 metre yüksekten dökülen Kjosfossen Şelalesi'ni görmek için kısa bir mola veriyor. Şelalenin sesi derinden gelen bir müzik sesiyle karışıyor, kayaların arasından kırmızı elbiseli dansçı kızlar çıkıyor, görsel bir şölen... şelaleyi seyretmek, fotoğraflamak için bir seyir terası yapmışlar, ucuna gitmenin, kadraja herhangi bir turist sokmadan fotoğraf çekmenin imkansız olduğu bir teras. Trene dönüp yolculuğumuza devam ediyoruz, manzaranın yerine göre, bir o cama bir bu cama giderek Flam'a ulaşıyoruz.



Flam dört yüz nüfuslu bir köy kasaba. kalınabilecek bir çok yer var. İnanılmaz güzel bir masal dünyası.




Biz kalmıyoruz, çünkü farklı bir rotamız var, Flam'a tekrar geleceğiz ama bu kez denizden....Önce Bergen'e gidiyoruz. Bergen tamamen başka bir yazı konusu, Bergen'den Gudvangen'e gidip ferrye bindik, iki katlı bu geminin üstünde açık alan var ama rüzgardan ve soğuktan durmak neredeyse imkansız, tekrar hatırlatayım aylardan temmuz... Unesco Dünya doğal mirasında bulunan Naeroyfjord'u geçip tekrar Flam'a






Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum