hekimanne'den cennetin anahtarı

İnsanın Anahtarı

17:55


Yaşamın anlamını ne kadar çok arayıp taradım, anlatsam inanmazsınız. Anladığınız üzere başlangıçta yaşamın anlamı ne diye sorduğuma göre, cevabı bilmiyordum demektir.

Cevabı bilmediğime göre, demek ki cevap yakınlarımda değil, olsa fark ederdim. Akıllıyım, eğitimliyim, eğer cevap görünür bir yerlerde olsaydı illaki fark ederdim.
Yıllar içerisinde bu cevabı aradığıma dair ve bulduğum ip uçları üzerine, arama yöntemlerimle ilgili onlarca yazı yazdım.

Hatta bu cevabı cennetin anahtarı diye isimlendirdim. Hekimanne’de öyle bir başlık açtım. Cennetin bu dünyada olduğunu anladıktan sonra, ki bu anlama ve aydınlanma da aniden olmadı, o da ayrı bir süreç. Her neyse cennet bu dünyada ama oraya nasıl gireceğizden yola çıktım. Bu metafor beni cennetin anahtarını bulmaya yönlendirdi. Anahtar olabileceğini düşündüğüm her şeyi yazdım, hiç bencil değilim, kendime saklamadım, ortaya yazıp koydum.

Kimler okudu, işe yaradı mı bilmem ama ben sıkılınca kendimi okuyup ferahlıyorum.
Yazdığım şeylerin çoğu zihinsel yoğunlaşma, arınma, farketme, olumlama, uzaklaşma üzerine çeşitlemelerdi.

O kadar çok kendim ve düşüncelerimle uğraştım ki, çevrede ne olup bitiyor, anahtarı başka bulanlar da var mı, bulamayanlar ne haldeler uzun süre göz ardı ettim.

Sonra işe gidip geldim, pazardan ve marketten alışveriş ettim, pazarcının bir bal kabağını dilimlemesini hayranlıkla seyrettim, marketteki kasiyer kızın buz gibi bakan gözlerinin yanına çocuğu gelince nasıl gök kuşağına döndüğüne şahit oldum, arabama yakıt almak için benzinciye uğradım, yağımı suyumu kontrol eden nasırlı elin verdiğim bahşişi gülümseyerek cebine atmasını ve ıslık çalarak uzaklaşmasını izledim, akşam vapura bindim, kulağımda bir gencin çaldığı gitar nağmeleriyle boğaz köprüsünden geçen araçların neden olduğu ışık selini seyrettim, Kuzguncuk’ta bir yokuşu çıkarken kedilere mama veren, bir kağıt toplayıcısıyla göz göze geldim, iş yerimde odamın camından patates çuvallarıyla dolu bir kamyonun boşalmasını seyrettim, çuvalların altında omuzları ezilen genç adamların kahkahalarını dinledim, trafikte sinkaflı bir kavganın ortasında kaldım...... bu gibi onlarca şeye rastladım, tanık oldum, içine girip çıktım, hafiften dokundum.

Yoksa cennetin anahtarı yok mu? İnsanın anahtarı mı var? Yoksa cennet bizim anahtarlarımızı mı arıyor?

Birden böyle düşündüm. Neden mi?
Gözlediğim yerler, yaşamın belirgin bir anlamı olmaksızın sürüp gittiği yerlerdi. Ve oralarda insanların eylemlerinde tükenmeyen bir dirim, bitmeyen bir yaşam gücü var....

İşte insanın anahtarı bu, bu her şeye rağmen diyebilen inanılmaz güçlü devinim.....

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum