hekimanne'den cennetin anahtarı

ELMA REÇELİNİN KURTULUŞU

20:02


Bahçeleri meyve ağacı dolu, yan yana iki katlı evlerin bulunduğu bir sokakta büyüdüm. Sokak çıkmaz sokaktı, çıkmazın sonunda ortaokul vardı ve babam orada çalışırdı. Her zaman takım elbiseli, bembeyaz gömlekli, kravatlı babam. Bana saç ve göz rengimi veren yakışıklı öğretmen.

Evlerin bahçesinde en çok elma ağacı vardı. Sarı, yeşil, kırmızı, tatlı, ekşi, kokulu elmalar. Tırtıklı bıçaklarla şekilli kesilir, kazanlarda reçel kaynatılırdı. Elma reçellerinin olmazsa olmazı karanfil ve toz kırmızı boyaydı. Çocukluğumun unutulmaz lezzetiydi ve orada da kaldı. Ben elma reçelinin şeklini, rengini, saydamlığını, lezzetini çocukluğuma hapsedip saklamayı başardım.

Onun dışında herşey yaşamaya devam etti, iki katlı kerpiç evler yıkıldı, bahçeleri de arsa kabul edip geniş apartmanlar yapıldı, yol kenarında şırıl şırıl akan su arıkları kapatıldı, koşarken tozuna bulandığımız yola asfalt döküldü, bu değişikliklere direnemeyen okul eskidi, küçüldü, sıradan bir devlet dairesi oldu.

On yıl öncesine kadar tekrar tekrar gidip oralara baktım. Anlam yüklediğim hiçbir şey kalmadı, sistematik bir cahillikle hepsini yok ettiler. Neyseki elma reçeline dokunmadılar, daha doğrusu çok zahmetli bir iş olduğu için dokunamadılar.

Yarım asırdan fazladır bu ülkede yaşadığımdan bilirim;  Bu yok ediciler, değer bilmez rantçılar zor işleri modifiye edemezler. Elleriyle bir şeyler üretmeyi kârlı bulmadıklarından, ancak dışarıdan ithal ettikleri makinelerle bir şeyler üretirler, hatta hiç üretmeyip doğrudan ithal ederler. İşte benim elma reçelimi yapacak sistemi kuramamış olmalılar ki, onun canı kurtuldu.

Neyse ki onu yapmayı annem biliyor, teorik olarak ben de biliyorum ancak o kadar zahmetli bir ön hazırlık ve kaynatma süreci var ki, kolay kolay yapmaya cesaret edemiyorum. Şimdi amannn alt tarafı reçel, ne kadar zor olabilir ki diye bilirsiniz. Ama öyle değil işte, vişne-çilek-şeftali- kayısı gibi göz kapalı yapılacak kolay reçelleri bir tarafa bırakıyorum, ceviz-turunç-patlıcan gibi yöresel orta decede zorlukla yapılan reçellerle bile mukayese edilemeyecek kadar zor yapılır.

Ohh olsun, iyi ki bu kadar zordu ve onu bozamadılar, değiştiremediler, canına kıyamadılar......

Bİ DE BUNLAR VAR

1 yorum

  1. Merhaba sevgili hekimanne
    Tesadüfen kalimba ile ilgili araştırma yaparken rastladım blogunuza ve "bir hekimliğimi sevdim, bir de anneliğimi" lafınız beni vurdu.
    oğlumun tabiriyle ben de bir doktor anneyim ve şu hayatta en çok anne olmayı sonra da doktor olmayı sevdim sanırım. yazılarınız ve renkli kişiliğiniz beni gülümsetti ve sadece merhaba demek istedim.
    Selam ve sevgiler

    YanıtlaSil