hekimanne'den cennetin anahtarı

Balık Burcu'nun gözünden ''su''

18:43


Ananem su gibi aziz ol derdi, ben aradan azizi çıkardım su gibi oldum, su oldum


Aslında burçlara biraz inanıyorum, biraz inanmıyorum. Astrolojiye de öyle. Fal ile aram çok iyi, bakamam ama baktırırım, kahve, tarot, el, su, bakla...vs. o anda falcının söylediklerine inanır, etkilenir, bir saate kalmaz dediklerini unuturum. Bir kere de yıldıznameme baktırmıştım, sanırım çoğu çıktı. Yok yok çoğu değil, tümü çıktı.

Ben balık burcuyum. Su burcu, suyla ilgili olaylardan çok etkilenirmiş. Bu doğru işte, başka su burçlular nelerden etkileniyorlar bilemeyeceğim. Benimki sadece kişisel bir gözlem. Ben eğer su birikintisinin yanında yaşamıyorsam yaşadığımı anlayamıyorum. En çok İzmir'de yaşadım. Son yıllarımda da İstanbul'da. İzmir'de, İzmir Körfezi'ne bakarken, ya da Ege'den Akdeniz'e doğru inerken hep bir sıkışıklık hissi yaşardım. Belki karanın kıvrımlı kenarlarından, belki de denizi parçak pinçik eden adalardan, ya da tamamen kapkara ruh halimden kaynaklanan bir sıkışıklıktı bu.
.
İstanbul'da Boğaz ve Haliç biraz nehir havasında olsalar da, evimden yürüyerek ulaşabildiğim deniz adalarla dolu olsa da, buralara bakarken aynı sıkışıklık hissi yok. Hatta her ada vapuruna binişimde, ''Ada vapuru yandan çarklı'' diye mırıldanıyorum. Halbuki biliyorsunuz çark falan yok, Heybeli'de Değirmen Parkı'nın tam en ucuna kadar gidip, Burgaz'a en çok yanaştığı kısma oturup ''Biz Heybeli'de her gece mehtaba çıkardık'' mısrasını yazanı bir kayığın içinde hayal ediyorum.

Balık burcuyum ve su bana iyi geliyor. Bir kaç kez yağmurda sırılsıklam ıslandım. Lapa lapa kar yağarken duyduğum hazzı duymadım. Kollarımı ve ağzımı açıp gökyüzüne doğru, seni seviyorum hayat diye bağırmadım. Eni konu koştum, bir sığınacak yer bulunca sokuldum, üstümü silkelemeye çalıştım. Aslında bu yağmura çıkışım bir deneydi. Ölmeden önce yapılacaklar listemde vardı. Bu listedekileri bir kez yapıyorum, eğer hoşlanırsam tekrar yapılacak işareti koyuyorum. Yağmurda ıslanmanın yanında işaret yok. Su burcuyum ama böyle ıslanmayı sevmedim.
Halbuki duşun altında abartı olmasın ama saatlerce kalabilirim. Demek ki giyinikken soğuk su duşundan hoşlanmadım. Yani yağmur aynen böyle, giysilerinle soğuk su duşu.

Denize, göle hatta nehre girmeyi çok severim ama şiddetli bir boğulma korkum da var. Onun için içindeyken tüm aktivitem kıyı boyuncadır. Bu korkumu yenmek için terapi gördüm, bir yüzme hocasından stil ve nefesi kullanma eğitimi aldım ama nafile. Suya ilk girdiğimde kendime verdiğim komut, dikkat et boğulma.

Terapi deyince, aslında en baştan beri anlatmak istediğim bu. Suyu terapi için kullanıyorum. Elimi ve yüzümü yıkamak, yudum yudum ılık su içmek, sebze-meyve yıkamak, duş almak....havuza girmeyi sevmiyorum, çünkü havuzun içindeki su değil, tamamen kimyasal bir sıvı.

İçimi acıtan bir şey oldu mu, çözümler kilitlendi mi, nefesim daraldı mı, kendimi yalnız hissettim mi, çaresiz kaldım mı musluğu açıyorum. Ya da o büyük su kütlesinin yanına gidiyorum, bazen vapura binip o kütlenin üstünde dolanıyorum. Suya dokununca, ona bakınca, üstüne çıkınca, içine girince, onu içime alınca iyi geliyor. Şifa gibi bir şey, dost gibi.

Bu yazıyı yazarken ana fikri unuttum, sonra tam hatırlarken yine kaçırdım. Sanırım ana fikrim.....''Su, su burcundakilere iyi gelir''

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum