hekimanne'den cennetin anahtarı

Zirve

16:03


Ne yazacağımı bilmeden bu zirve fotoğrafını seçtim. Artık devam eden satırlar ne diyecekse?? Hani şarkıların çoğu böyle yazılıyormuş ya, müzisyen bir müzik yapıyor, diğeri o sese söz yazıyor.
Ben de şimdi bu fotoğrafa söz yazacağım......

Fotoğrafı görünce aklıma gelen ilk şey, buraya binbir zahmetle çıkıp, olleyyy artık zirvedeyim dedikten sonra ne yaptıklarıydı.... ne yapıyorlar, tabii ki aşağı iniyorlar, dağın yamaçlarına doğru aşağı.....

Hiçbir yerde, hiçbir anda, hiçbir duyguda, hiçbir kişide aynen, sabit, değişmeden kalamazsınız. Kalmak isteseniz de kalamazsınız.

Şu anda olumlu durumlarla işim yok. Sadece minik uyarı, o durum herneyse, olduğu gibi, tüm coşkusu ve huzuruyla devam etmeyecek, onun için anı yaşa deniyor ya..... eyyyy huzurlu ve an itibarıyla tuzu kuru arkadaşım, durumunun tadını çıkar, gelecek kaygısı, ufak aksaklıkların vesvesesi ile anın ışığını gölgeleme.... daha ne diyeyim gün senin günün.....

Ben olumsuz, stresli, üzüntülü işlerle baş etmeye çalışanların yanına geleyim. Şu aralar kader ortağıyız. İşte hem ortağız, hem de size bir müjde vereyim. Bu sıkıntı ve hüzün zirvesinde hep kalmayacağız. Her durum ve duygu gibi bizimki de kalıcı değil. Her geçen gün keskinliği ve yakıcılığı biraz daha azalarak bizi terk edecek bir duyguyla başbaşayız.

Unutmayalım, bu bir ruh durumu, hayatımızda olup bitene yüklediğimiz anlamla ilgili bir illüzyon hali.... illaki devam etmeyecek.... bu süreçte zarar görmemek için fizik bedeninizin ihtiyaçlarını sakın gözardı etmeyin.

Protein yapı taşıdır yemelisiniz, yağ enerjidir şu ara lazım, vitamin lezzet deposudur, karbonhidrat üzüntülü birisi için candır.... yani yeme içmede coşun, yasak yok, kaymaklı şuruplu hamur tatlısı mı istediniz, gömün.....

Ve mutlaka yürüyün, bu homo sapiensten kalma bir genetik şifre. En uzak atalarımız, stres anlarında alıp başlarını yürümüşler, zaten dünyaya da böyle yayılmışlar. Adamlar sürekli huzurlu ve mutlu olsalar aynı noktaya çakılıp kalacaklarmış.

Bir de son şifre, suya dokunun. Bu da genetik, evrimsel bir durum. Su sadece bedeni değil, ruhu da yıkıyor.....

Farkında mısınız?? Durumumuz vahim ama çözümümüz kolay..... ne bulursak yiyoruz, yürüyor ve yıkanıyoruz.

Ben bunları yapmayacağım, perdeleri kapatıp yataktan çıkmayacağım, yiyip içmeyeceğim, nasıl olsa bu durum geçiciymiş, “A” bile demeyeceğim diyorsanız, demeyin..... ömür çok kısa, üzüntü zirvesinde kalış süreni kısaltmak da senin elinde, zaten kısa olan zamanının çoğunu güzelliklerle geçirsene, aptal mısın sen?? Kalk, ne bulursan ye, duş al, çık dışarı yürü, dön yine ye......

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum