hekimanne'den cennetin anahtarı

La invitada-Konuk

15:43


Çemberlerde (beni okuyanlar çember deyince neyi kastettiğimi biliyorlar) mutlaka kimsenin oturmadığı bir boş sandalye, eğer yere oturulmuşsa boş minder olur. O boş sandalyede hem hiç kimse oturmaz hem de herkes oturur.

Görüntü olarak orası boştur ama sen içindeki istediğin dönemi, arketipi, duyguyu....vs. oraya oturtabilirsin.

Ben ilk zamanlar bunun ne demek olduğunu pek anlamamıştım, zaten çember teorik olarak anlaşılacak bir şey değil, anlamak için kesinlikle denemek lazım. Gidip, o sessiz kasırgada savrulmadan, parçalanmadan ve başkalarını parçalanır görmeden asla anlaşılamaz.

Ateş başı masalcıları, bu boş sandalyeye La invitada diyorlarmış. Oradakilerden birisinin ya da daha fazlasının ruhunun oraya oturduğuna inanıyorlar, çünkü ona ihtiyaçları var. Yani La invitada herkesin ihtiyaçlarını temsil ediyor.

İlk katılmaya başladım, boş sandalyeye ne isterseniz oturtun dediler. Ben de üzüntülü, sıkıntılı bir şeyler oturttum. Sandım ki onları içimden çıkardım..... ne çıkarması🤣 zaten içimde fazlasıyla varlar bir de karşıya oturtmuşum, yani kurtulayım derken duble stres.....

Sonra o kadar çok çembere katıldım ki, her seferinde oturtacak farklı şeyler denedim sonunda beni en rahatlatan çocukluğumda karar kıldım.

O bilge bir çocuk, olana bitene, yaşanmış acı ve tatlılara masum gözleriyle bakıyor, henüz hiç kötülük işitmemiş kulaklarıyla dinliyor.... ben bir yandan çemberin ahalisiyle bir bütün, bir sarmaşık olurken, bir yandan da onu gözlüyorum, tepkilerini izliyorum.

O benim sağduyumun gizlediği masumiyetim, egomun yok saydığı saflığım, o benim içimdeki, taa merkezimdeki mücevherim, o benim iyiliğim, güzelliğim, sorgusuz sualsiz seven yanım.....

İlk önceleri onu sadece çemberlerde dış dünyaya çıkarırken, giderek bu saatleri ve yerleri artırdım. Sinemada, alışverişte, seyahatte ve hatta işte...... iş yerinde, hele insan benimki gibi bir iş yapıyorsa, çocuğun orada ne yaptığını merak mı ettiniz......
Bir kaç gün önce, bir babaanne torunuyla gelmiş, bel ağrılı bir hasta, yatırdım muayene ediyorum, torun çaktırmadan masamı karıştırıyor.... reflex çekicini aldı, inceledi sanırım beğendi ve çekicin yarısından çoğu dışarıda kalacak şekilde cebine koydu. O sırada ben hem onunla hem de çocuk yanımla gözgöze geldim..... orada sadece kendim olsam, bırak bakayım onu, o oyuncak değil hem de izinsiz hiç kimsenin bir şeyini almamalısın derdim.... o benim dışarı çıkarıp oturtduğum çocuk yanımın yanına gitti, çekici gösterdi, hiç konuşmadan birbirlerine gülümsediler.... babaannenin işi bitti, kadıncağızın olanlardan haberi yok, kapıdan çıktılar, bir dakika sonra sekteterimin sesini duydum, ver bakayım onu, o doktorun muayene şeysi, ayıp alınmaz...... çocuk yanımla göz göze geldik, tühhhh yakalandı dedi, gülümsedim......sekreter, hocam alırken görmediniz mi diyor, gördüm dedim, gördüm ama.... anlatsam da anlamazsın....

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum