hekimanne'den cennetin anahtarı

Platonik aşk

21:07

Aşıklar tenlerinden başka duygularını, geleceklerini, güçlerini, hayallerini de paylaşsın
Her konuda yazmayı seviyorum. Baş ağrısının ilaçsız tedavisi, bebeklerin gece kaç kez besleneceği, tabanlık kullanmanın yararları, başka meslek yapan doktorlar, uzay kara delikleri, Edison'un Tesla'dan elektrik formüllerini çalması, en güzel makarna sosları, bir hiperaktifin arkasından koşma becerisi, mutlu olma formülleri, falanlar, filanlar.....her konuda yazabilirim. Ancak daha önce de söylemiştim, aşk hakkında yazmayacağım diye. Nedeni belli, bu konudaki başarısız geçmişim. Hani yazarsam üzülürüm diye. Oyyy neler de gelmiş başıma, gençliğim heba olmuş havalarına girebilirim. Eli yüzü düzgün, iyi huylu bir kızcağızken, düşmüşüm bir hayırsızın ağına, al sana aşk...Benim aşk hayatı geçmişimde ne kadar olumsuzluk biliyorsanız hepsi var. Saymayayım onları, konumuz da o değil zaten.
Bana göre aşk 
Benim anladığım aşkta, kadınla erkek birbirlerini arzularlar, bunu önce kibarlık olsun diye kelimelere dökmezler, sonra olay cinsellikle son bulur, bu arada aşkı en çok besleyen şey ulaşılmaz olması ve kavuşamamak olduğundan, o yatağa aşk da yatar ama kalkamaz, biter. Bazen bitince yerine ne gelirse artık, arkadaşlık, dostluk, üreme hazzı ya da benim hayatımdaki gibi koskoca bir korku filmi.
Platona göre aşk
Benim burada anlatacağım aşk başka, bu platonik aşk. Ben eskiden bunu birini uzaktan sevmek, ulaşılması imkansızı istemek zannederdim. Hani öğrenci öğretmen aşkı gibi veya çok fakirsin uzaktan uzağa zengin birine aşıksın, bunun gibi örnekler artar gider. Hayır, platonik aşk bunlar değil. Platonik aşk, adını bunu tarif eden Platon'dan alıyor. Platon bir ideali tarif ediyor. Şimdi sıralandıralım bakalım 1*Güzele aşık oluyorsun. Herkesin bildiği cinsellikle sonlanan aşk, maalesef aşkın en alt basamağı. O anda güzel denilen şey sadece dış görüntü, vücudun kıvrımları, saldığınız koku, sesteki cıvıltılar.... Bunlarla körüklenen seks dürtüsü doyunca, karşıdaki artık o kadar hoş görünmemeye, kışkırtıcı kokmamaya başlıyor. İşte Platon burada devreye girip güzel tanımını değiştiriyor. 2*Güzel huy giriyor devreye, artık dış görüntüye değil, kişiliğe aşık oluyorsun.  Bu da platonik aşk değil, sadece daha uzun ömürlü, daha dingin belki ama yine de cinsellik içeriyor. 3*Bunların üst kademesinde, yani gerçek platonik aşkta ideale duyulan aşk var, burada aşk nesnel değil, zaman ve maddeyle belirlenmiş alanın, dışındakine duyulan aşk. Cinsellik içermediğinden, ruhu bedenin esaretinden kurtaran bir aşk. Ne menem bir şey çözemedim. Tasavvuftaki aşk gibi, Mevlana- Şems örneği var mesela. Eskiden bu aşka, aşkı eflatuni denirmiş.
Platon'un derdi ne?
Tabii Platon bu konuya neden takmış bilemedim. Annesi babasını aldatmış, o da çocukken buna tanık olmuş, kadınlardan nefret ediyor, zaten kadınlar doğurgan olduğu için onun idealize ettiği aşka asla ulaşamazlarmış. Ders verdiği genç bir erkek öğrencisine aşık olmuş, söyleyememiş, dokunamamış. Platon bir homoseksüel, kadınlardan iğreniyor, bir de filozof. Oturup bunlara kafa yormuş. Bana kalırsa aşk olsun tabii, dürüst olsun, uzun ömürlü olsun, ideal olsun ve aşıklar tenlerinden başka duygularını, geleceklerini, güçlerini, hayallerini de paylaşsın. 

Bİ DE BUNLAR VAR

1 yorum

  1. "Bana kalırsa aşk olsun tabii, dürüst olsun, uzun ömürlü olsun, ideal olsun ve aşıklar tenlerinden başka duygularını, geleceklerini, güçlerini, hayallerini de paylaşsın. " harikasın... Bana kalırsa da aşk olsun, saygı, sorumluluk, hoşgörü de yanında olsun.. Kimse incitecek bir şey yapmasın, yaptıysa da gönül almasını bilsin.. Oyunların bile kuralları varken, çocuklar bile oynarken bu kurallara uyarken, kimse oyunun beraberliğin kuralını kendine göre bozmasın, her kararı birlikte almayı öğrenmenin zamanı çoktan geldi de geçti bile.. Aşk hep olsun...

    YanıtlaSil