hekimanne gezerken

Kutup günlükleri

09:51

Güçten düştüm, daha fazla yazamıyorum, tanrı aşkına ailelerimize iyi bakın
Yılbaşına bir kaç gün kalmıştı, sürekli lapa lapa kar yağıyordu, ara sıra esen sert rüzgarlar hariç soğuğa alışmış gibiydim. O gün Oslo'nun hemen yakınındaki Holmenkollen'e gittik. Burada dünyaca ünlü bir kayak atlama pisti var. O yıllarda henüz yapım aşamasındaydı, ilk gördüğümde, aman allahım dedim, bakarken bile korktum, nasıl kayıp atlıyorlarsa, kendimi pistin tepesinde düşünemedim, hayallerimi bu kadar zorlayamadım.. Bu atlama kulesinin altında bir müze var. Ski Museum ' da kayakla ilgili şeyler sergileniyor. Ski foreningen ( kayakçılar derneği) kurmuş burayı. Bina 1968 de yanmış. Tam müze girişinde mermerden yapılma, bacası olmayan bir şömine gördüm.Üstünde metal süslemeler ve içinde odunlar var. Kenarındaki yazıda, bu düzenlemenin yangının anısına yapıldığı yazıyor.  İçeride kayağın tarih içinde gelişimi görsel olarak anlatılıyor. Grönland çevresini dolaşan kayakçıların malzemeleri, Finmark'da yaşayan Samilerin geleneksel kıyafetlerinden örnekler ve en önemlisi kutup kaşiflerinin eşyaları sergileniyor. Hemen yanında, ışıl ışıl, süslü hediyelik eşyalar satan bir dükkan var. Benzerlerini başka yerlerde de görebilirsiniz. Sonra dışarıda oturduk, sıcacık kahvemi yudumlayıp, kar tanelerinin danslarını seyrederken kutup kaşiflerini düşündüm.

Scott-Amundsen


 
Beni en çok etkileyeni, kutup kaşiflerinin eşyaları olmuştu. Nansen, Scott ve Amundsen'in eşyaları. Ayrı bir bölümde 19 Ekim 1911 de Amundsen ve dört arkadaşının Güney kutbuna çıkarken kullandıkları her şey sergileniyor ama her şey. Kırmızı bir kamp çadırı, kazma-tornavida gibi aletler, cam tüplerde ilaçlar, tahta gözlük, ayrı bir okuma gözlüğü, kayakları, çorapları, ayakkabıları, giysileri, kap kacak, kaşıklar, küçük bir ocak. Güney Kutbuna ilk giden olduğu için, Amundsenle çok övünüyorlar Norveç'in kahramanlarından birisi o. Biraz asık suratlı sanki, fotoğrafları böyledir belki. Scott'dan daha hızlı gidip dönmüş. Deneyimli bir denizci, dönüş yolunda, gücü azalan köpekleri kesip yiyecek kadar mantıklı. İngiliz denizci ve bilim adamı Scott'a gelince, son değerlendirmelerde kusurları bulunsa da, bence çok şanssızmış. Terra Nova günlüklerini okudum, içim cız etti. Terra Nova, onları Antarktika'ya götüren geminin adı. Sonra kızaklarla yola devam ediyorlar. Yük taşımak için Amundsen sibirya kurdu kullanırken, Scott at kullanmış. Atlar hava şartlarına dayanamamış tabii, sonra kızakları kendileri çekmişler. Yolda çok fazla oyalanıp numune toplamışlar. Mesela topladığı fosillerden birisi araştırılmış, 250 milyon yıllık bir huş ağacı fosiliymiş. Böylece Güney yarım küre kıtalarının bir zamanlar birleşik olduğu tesbit edilmiş. Topladığı diğer veriler bir çok bilimsel çalışmaya yön vermiş.Ve onun ekibi dönüş yolundayken -25 olması gereken ısı -40 derecelere inmiş. Son satırlarında ' Güçten düştüm, daha fazla yazamıyorum, tanrı aşkına ailelerimize iyi bakın' demiş. Bunları derken, sadece on bir mil yolu kaldığını bilseydi.....

Antarktika, dünyanın parkı
Tüm bunlar Antarktika için olmuş. Yeryüzünün en fırtınalı, en soğuk toprakları. Aslında hiç bir ülkenin toprağı değil, dünyanın parkı deniyor. Nasıl parksa, tüm buzların %92 si buradaymış. 4,5 km. kalınlığında bir buz kütlesi, üstelik toprağın üstünde hareketli bir tabaka, tam kutup noktasının yeri tespit edilebilsin diye işaretleyiciler varmış. Buz kayınca işaretleyici sabit kalıyor. Çevresindeki deniz çok soğuk ama planktonlardan zengin olduğu için, hiç bir bitkinin olmadığı bu kıtada hayvanlar bol. Penguen, fok, balina cenneti sanki. Güney kutbuna gidemeyiz ama oraya ilk gitmiş eşyaları görebiliriz. Bu müze, Oslo'dan yarım saat uzaklıkta, metro ile ulaşım çok kolay. Tabii önce Norveçe gitmeniz lazım. 

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum