hekimanne'den cennetin anahtarı

Matriyoşka'dan Feray'a

18:58


Ben yaşamayı ölmeden öğrenenlerdenim. Hayat ne kadar hızlı ve ne kadar yavaş. Ne sevilesi ve ölesiye nefret edilesi. Ak ve kara. Kaynayan kazan ve kutup buzu. Sonsuz hayaller, umutlar ve yok oluşlar......Hımmmmm zor yani.....o zaman ne yapalım?

Kim bu Matriyoşka
Matriyoşka, hani bildiğimiz adıyla Matruşka,  şu iç içe geçen bebekler. Nasıl yapılmaya başlanmış biliyor musunuz? 1890 da Moskova yakınlarındaki bir atölyeye, bir sanatçı, Japon düşünür Fukurama'nın iç içe geçmiş figürlerini getirmiş. Zaten o zamana kadar, iç içe oyma paskalya yumurtaları yapan Ruslar, bir kadın figürü yapmışlar, bu kadına Rusların geleneksel giysilerini giydirmişler, iç içe koymuşlar. Şans olsun diye de mutlaka tek sayıda olacak demişler. Sıra isim koymaya gelmiş, o coğrafyanın gelmiş geçmiş en  güzel kadını olan Matriyoşka'nın adını koymuşlar.

Laf Matriyoşka'dan Feray'a nasıl geldi
Benim ne alakam var, 125 yıllık Matriyoşka namı diğer Matruşka ile?  Ama var.....Şöyle var....Ben, içinden başka iç çıkanlardanım. Bir gün, kendi kendime yolun sonuna geldin dedim , öyle böyle değil, derin bir çaresizlik, kuyu dibi gibi. Son bir refleks hareket yaptım, daha doğrusu refleks demeyeyim, o kelime daha çok beden hareketiyle alakalı, halbuki bu ruhsal bir hareketti, burada kullanılacak çok güzel bir kelime var. Son kez insiyaki bir adım attım. İnsiyaki yani iç güdüsel , benim durumumu tam açıklayan bir kelime.  Hafifçe ortadan çevirdim kendimi, ikiye böldüm ve ayırdım. Ne göreyim? İçinde yine kendim....

Çok bunalmışsan, çözüm yok diyorsan, tatsız tuzsuz nefesler alıyorsan, ortadan çevir kendini, ikiye böl, yeniden yeni kendini gör. Tabii biraz acıyor canın, tam başlamışken gücünün tükendiğini hissediyorsun, çevrende dur ne yapıyorsuncular dolu. Durma ,çevir....Ta ki içinden yepyeni sen çıkıncaya kadar. Sen de bir matruşkasın çünkü. Hala bu yazıyı okuduğuna göre, dibe de aşinasın . O zaman bu serüveni şiirleyelim......


Koyu mavi, derin sular var
Çarptıkça acıtan, azgın dalgalar
Yüzmekten bitap, yorgun bir kadın
İmdat diyen bir ses
Cılız, güçsüz, güvensiz çokça da korkak
Korkma! can simidinsin sen
Tut kendini, yakala, çek, çıkar
Soluklan biraz, dinlen, kapa gözlerini
Ve sev kendini
Bölük pörçük oluşunu sev
Parçaları toplayıştaki nezaketini
Bitmeyişini sev
İçinden iç çıkmaları, üremeleri sev
F.C

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum