hekimanne gezerken

Antik Mısır'da doktor olsaydım

16:01

Mesela kadınlarda libidoyu artırmak için nar kullanıyorlar, hem yiyorlar, hem suyunu sıkıp bedenlerine sürüyorlar, hem de vajinaya dolduruyorlar



Mısır’a  bir kaç kez gittim. Aslında turlara katılmayı sevmem. özgür olmak isterim, ama Mısır'da turda olmak şart gibi. Tüm turlar, ufak tefek farklılıklar dışında aynı. Aynı yerleri dolaşıyorsun, papirus yapıyorsun, lotus kokuları sürünüyorsun, hiyelogrif yazıyla adını yazdırıyorsun. Hatta aynı sohbetleri yapıyorsun. Aman allahım bu piramitleri nasıl yapmışlar? Bu kadar ağır ve büyük taşları nasıl taşımışlar? Kesin uzaylılardan yardım almışlardır. Sfenks nereden bakarsan bak, sana bakıyor, yani aynı anda herkesle göz göze, bunu nasıl ayarlamışlar? Kahire Müzesi’ndeki her materyale bakarsan ve ne olduğunu okuyup incelersen bir aya ihtiyacın var.....vs.


Ben bunlara baktım tabii, benzer sohbetleri de yaptım. Genelde gezerken, gezinin somut bilgilerini yazarım. Hani her yerde bulunabilecek ansiklopedik bilgiler. Eve geri dönünce, izlenimlerime sıra gelir. Bu yazıyı mısır gezilerimden çok sonra yazdığım için, hangi sefer hangi yere gitmiştim sırasını tam hatırlamıyorum ama oldukça fazla yer gördüm. Onun için aklımdaki sıraya göre yazıyorum.
Ya Champollion olmasaydı?

Mısıra ilk gidişimde, yanıma üstünde Kleopatra desenleri olan kırmızılı, yeşilli bir elbise ve Christian Jacq'ın yazdığı Ramses serisini aldım. Nil üzerindeki gemiye bindim, elbisemi giydim, kamaranın balkonuna oturup 2. Ramses'in hayatını okumaya başladım. Çok ilginç bir deneyimdi, gerçeklerden koptum sanki. Yeni krallık döneminin ( yaklaşık M.Ö 1279) 67 yıl hükümdarlık yapan, en ünlü firavunu sanki yanı başımdaydı.
İyi ki Rosetta taşı ( Reşit taşı) bulunmuş, iyi ki Champollion gibi süper dil zekası olan birisi hayatını bu taştaki yazıları çözmeye adamış. Sonunda kutsal yazı anlamına gelen hiyelografik yazı çözümlenmiş. Binlerce yıl öncesinde neler olup bittiği göz önüne serilmiş.

KAHİRE
Pis, karışık, trafik ışıkları yok. Arabalar sürekli korna çalıyor, yanlarını birbirine sürterek geçtiklerinden neredeyse hepsi kazadan çıkmış gibi. Selahaddin Eyyubi Kalesi, Kavalalı Mehmet Ali Paşa Camii herhalde tüm Türk turistlerin götürüldüğü yerler. Biz de ayağımızın tozuyla gittik. Hava çok sıcak olduğundan gün içinde dışarıda fazla kalmamak lazım, onun için sabah çok erken ya da gün batımı gezmelisiniz.

 Akşam üstü güneş biraz çekilince tuktuklara bindik ve Han El Halil Pazarı'na gittik, burada bir Türk Kahveci varmış, onu arıyoruz ( Bu arada şimdi düşünüyorum, neden aradığımıza anlam veremiyorum, bir kaç günlüğüne gitmişsin, yöre insanıyla vakit geçir değil mi) neyse tuktuktan indik, bulmaya çalışıyoruz, o sırada dışında etlerin sallandığı, anlatılamayacak kadar pis bir kasap dükkanından elinde satırla bir adam fırladı, üstü başı kan...Tabi ben oraya çakıldım kaldım, adam beni öldürecek herhalde derken, tuktukçu tercüme etti, et alın diyormuş....
Kahire'de bir de ölüler şehri var, aslında mezarlık ama içinde yüzbinlerce insan yaşıyormuş. Sefalet inananılır gibi değil.
GİZZA
Kahire'den 20 km. uzakta dünyanın yedi harikasından birisi olan piramitler var. Firavunların gizemli mezarları. Keops, Kefren, Mikerinos....Rehber, yapılış tekniklerinden taşların tonlarca ağırlığından bahsetti, piramitlerin çevresi satıcılarla ve deve sahipleriyle dolu, sürekli önünüzü kesiyorlar, tutup çekiyorlar, etraf turizm polisleriyle kaynıyordu, onlar da develerle dolaşıyorlar. Keops Piramidi'nin içine girebiliyorsunuz, denedim ama çok dar, karanlık, kendimi dışarı attım...ve ünlü Sfenks.. Bir gören bir daha aynı sfenksi göremiyormuş, çünkü yüzü alçı taşından yapılı olduğundan tuzlanma nedeni ile eriyormuş.




Sakkara'daki basamaklı piramit, kralların tören alanı


 ve ardından Abu Simbel tapınağı'nı gezdik. Abu Simbel'i 2.Ramses isyancı Nübyelilere (Sudan)gözdağı vermek için yaptırmış, dağ oyularak yirmi yılda yapılmış. Aslında Assuan Barajı'nın suları altında kalacakmış, kayalar kesilerek taşınmış. Bir de çatladığı için bitirilememiş bir dikilitaş gösterdiler, öylece yerde yatıyordu.

Tanrı Horus adına adanmış Edfu Tapınağı, Tanrı Amon adına yapılan Karnak Tapınağı, Luksor Tapınağı kum altında kaldıkları için yıllarca korunmuş, olağanüstü şahaserler....

Bir de kral mezarlarının bulunduğu Krallar Vadisi var. Yıllarca nerede olduğu aranmış, sırayla bulunmuş, en son da Carter, Tutankamon'un mezarını bulmuş. Buralarda 6 yıl yaşamış, her yeri talan etmiş, en değerlileri British Museum'a kaçırmış.


Assuan Barajı'nın eskisini 1898'de İngilizler, yenisini de 1960'da Ruslar yapmış. Bir baraj gölü var, Göl kenarından geleneksel teknelere biniliyor ve Philae Adası'ndaki İsis Tapınağı ziyaret ediliyor. Aklımda kalan, çok sıcak bir gündü, çok sinek vardı.

Dr. Ferhotep, yani ben

Yazıtların okunabilmesiyle çözümlenen, yaşam, yönetim, savaşlar, hukuk, mimarlık, din hakkında bir çok bilgi geçmişe ışık tutuyor. Google'da biraz sörf yapsanız, mısır uzmanı olacak kadar bilgi var. Ben o zaman yaşasaydım diye düşündüm ve yine aynı mesleği yapsaydım. Tıp eğitimi veren okulları varmış mesela. Bildiğimiz tıp fakültesi işte, Per Ankh ( Yaşam Evi) demişler. Genel bilgiler öğrenildikten sonra uzmanlık alanları ayrılıyormuş, gözle uğraşanlar, dişle uğraşanlar, ...vs. diye. Mumyalama işlemi öncesi, kafa, göğüs ve karın boşluklarını boşaltırken organları gözlemişler. Anatomi bilgileri çok fazla yani.  Anatomi bilmeden tıp olmaz derdi bir hocamız. En çok travmalar ve enfeksiyonla uğraşmışlar. Enfeksiyon yayılmasın diye yaptıkları ballı bir tarifleri var, okudum, öğrendim ve uzunca bir süre bal yiyesim yok. Kırıklarda, aynı şimdi yapıldığı gibi kırık uçlarını uç uca getirip sabitlemişler. Gangrende ki tedavileri de aynı, hasta uzvu kesip atmak. Afyon'u biliyorlar, acıları dindirmek için kullanıyorlar, sarımsak astıma iyi gelir diyorlar. Diş eti hastalıklarını, şekerin yaptığına inanıyorlar ve böyle hastalara şekeri yasaklıyorlar. Allerjilerde erkek çocuk annesi sütü kullanıyorlar, yılan zehirinden panzehirler yapıyorlar. Hani hepinizin duyduğu beyin ameliyatı hikayesine gelince, ruhsal sorunları olanların kafasına delik açıyorlar, kötülükler çıkıp gitsin diye, demek ki o sırada kafa içi basıncı düşüyor ve iyilik hali oluyordu.

Sünnet yapıyorlar, kadınları oturtarak doğurtuyorlar.
Mesela kadınlarda libidoyu artırmak için nar kullanıyorlar, hem yiyorlar, hem suyunu sıkıp bedenlerine sürüyorlar, hem de vajinaya dolduruyorlar. İnanılmaz ama günümüzden bir bilgi size, narın östrojen düzeyleri üzerinde olumlu etkileri olduğu bulunmuş. En ünlü doktorları, Dr. İmhotep. Eğer ben Mısırda doktor olsaydım, adım ne olurdu ki? Dr. Ferhotep????



İskenderiye
Günü birlik geldik. Günümüzde sadece ismi kalmış İskenderiye Feneri'nin kalıntıları üstüne yapılmış Kayıtbay Kalesi'ni dışarıdan gördük.Ama İskenderiye Kütüphanesi çok güzeldi. Kahire'ye nazaran bir tık daha sakin ve temiz, tabii daha uzun kalınsa mutlaka daha çok fikrim olurdu, belki başka bir sefere








Şeyhin Limanı
Mısır denilince bir de Kızıldeniz kıyıları var tabii. Ben Şarm el -Şeyh'e ( Şeyhin Limanı) gittim. Sina dağı ile Kızıldeniz arasında kalan kıyı şeridinde bir şehir. Aslında çölün bir parçasıymış. İsrail, Mısır savaşı sonrası bir süre İsrail'de kalmış, işte o yıllarda cennet gibi yeşillendirilmiş, oteller, turistik mekanlar yapılmış. Ardından Camp David anlaşması sonrası, Mısıra geri verilmiş. İsim vermeyi sevmiyorum ama eğer Şarm el- şeyh'e giderseniz, Oasis otel'de kalın, otelin hemen önündeki iskelenin yanlarında inanılmaz resifler ve dünyanın en ilginç balıkları var.Her müslüman ülkede olduğu üzere, her yer çok pis, Nil nehrinin şehirlere yakın kısımlarında çöpten barajlar var. Gemilerde, Fransız ahçılar çalışıyor, yemekler tatlı soslu gibi. Geleneksel yemeklerinin dayanılmaz itici bir kokusu var. Nedenini araştırdım,kakule kokusu, oralılar hêl diyorlar, ingilizcesi cardamom. Benden uzak olsun bu koku. Son gidişimde, turistlerin milliyetlerini gözlerken öğrendim ki, en çok İtalyanlar geliyormuş, onun için her yerde İtalyan rest. açılmış. Harika tabi, makarna candır. Öncekilerde verdiğim kilolarımı, son gidişimde aldım. Hediyelikler bol ve ucuz. Gidin, görün ve eliniz boş dönmeyin.







Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum