hekimanne gezerken

Elbe Adası

16:02


Elbe'ye Gidiş

Adalara gitmeyi severim. Yurt içinde ve dışında bir çok adaya gittim. En ilginçlerinden birisiydi 'İsola d' Elba'.  Efsaneye göre tanrıça Venüs, gökyüzünde dolaşırken kolyesini düşürüyor, taşlar Toscana açıklarında denize düşüyor ve ada oluyorlar, işte bu taşlardan en güzeli, Elbe'ye dönüşmüş. 
.
Elbe Adası, İtalya'nın Sicilya ve Sardunya'dan sonra üçüncü büyük adasıymış. Adaya gelmek çok kolay, Piombino'dan günü birlik feribot turları var. Eğer Roma'dan araba kiralarsanız, üç saat sonra Piombino'da sınız. Elbe, buradan 20 km. uzaklıkta, Moby Lines firmasına ait traghetto denilen feribotlarla, direkt Portoferraio’ya gidebilirsiniz. Yol yaklaşık bir saat sürüyor. Moby Lines aynı zamanda Piombino'dan, Sardegna ve Corsica Adaları’na da seferler düzenliyor. 

Aslında Elbe'de Marcina Marina, Porto Azzuro, Marina di Campo diye merkezler de var ama benimki günübirlik bir tur ve sadece Portoferraio'yu kapsıyor. Ada'nın kendine özgü bayrağı Napolyon'dan hatıraymış, bayrağın üstündeki arılar halkın çalışkanlığını temsil ediyorlarmış.


Napolyon Bonapart

Napolyon 1813 ekiminde aldığı Leipzig yenilgisi sonrası tahttan indirilmiş ve Elbe Adası'na sürülmüş. Sürgün yeri olarak burayı kendisinin seçtiği söyleniyor. Adada sahilden yukarı doğru kıvrılan yokuşlardan tırmanırsanız, sizi kayalıkların üzerinde, sarı boyalı, hüzünlü bir ev karşılıyor. Bir sürgün evi, buraya NapoleoneRezidence (Palazzina dei Mulini) diyorlar. Bahçesi evden daha büyük. Kayalık yamaçlarında sert yapraklı kaktüse benzer çiçekler var. Bahçedeki bitkiler ve ağaçlar ev kadar eski değil. Belli ki Napolyon bunların gölgesinde dolaşmamış.

Napolyon, karısı Josephine ve kızları burada tutulmuşlar. Kaldığı evin içi şimdi bir müze, onların özel eşyaları sergileniyor, Kıyafetleri, yazı takımları, yemek takımları falan, Napolyon'un ayakkabıları o kadar ufak ve aynaları o kadar büyük ki. Bir de Jacques-Lois David'in, Alpleri geçen Napolyon tablosunun orjinali duvarda asılı.


İki yüz yıl önce, Napolyon Bonapart bu sahile bakıp, neler hissetmişti acaba? Manzara muhteşem Tiran Denizi'nin yeşilimsi mavi sularına bakıyor, ömür boyu kalınır gibi. Ama Napolyon bu.... kalmamış tabii, sadece bir sene kalmış ve  kaçmış.


Tekrar Fransa'ya gitmiş, kendisine Mareşal, Fransa İmparatoru ve İtalya Kralı diyor... sonunu Waterloo yenilgisi getirmiş. Bu sefer Atlantik'de St.Helena Adasına sürülmüş, 1821'de de burada ölmüş. Hatta konuyla hiç ilgili değil ama Afrika'nın batısındaki bu ada (St. Helena Adası) ulaşılması en zor adaymış. 
Elbe Yeşili
Napolyon'un sürgün evinden, dışarıya çıkınca, rahatlıyor insan, sanki sürgünde olan kendinsin de, salıverilmişsin gibi. Pencereleri çiçeklerle dolu evlerin arasından, yokuşlu merdivenli yollardan geçip, en yakın  plaja geldik. Akşam feribot saatine kadar artık buradayız.  Deniz pırıl pırıl, ne Akdeniz kadar sıcak, ne de Ege kadar soğuk, tam kıvamında. Sular açık yeşil, sanki yeni bitmiş çimler gibi. Elbe yeşili diye bir renk varmış meğer. sahil bembeyaz çakıllık, oturması biraz güç, kum rahatlığı yok ama yapacak bir şey yok, halka açık ücretsiz plajdaki tüm şezlonglar ve şemsiyeler dolu. Sahil çok kalabalık, havlunu serecek yeri zor buluyorsun. Aslında adada kalınabilir, oteller, pansiyonlar, odalar var. Mesela benim gittiğim yıl, otel rezervasyonları önümüzdeki iki yıl için doluydu. Bence en iyi seçenek, Roma-Piombino-Elbe. Floransa'dan da günü birlik turlar varmış, trenle Piombino'ya gelip feribotla Elbe'ye geçiyorlarmış. 

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum