Ne alakası var, kurbağamtırak bir ifadeyle şaşkın, şaşkın bakıp, kendini genç sanmanın. Yapmayın lütfen, gerçekten kötü görünüyorsunuz. 

Benim genç ve güzel görünmem lazım. Peki de gençlik ne? Güzellik ne? Kültürün ve sistemin mahkumlarıyız biz. Doğu kültüründe, kadın doğuştan eksik ve yarım. Ancak bir erkekle bütün hale gelebileceğine inanıyor, inandırılıyor. Okuması, meslek sahibi olması, mal mülk edinmesi....vs. fark etmiyor. Kültür onu belirli bir yaşa kadar cinsel obje, o yaştan sonra da kutsal anne olarak görüyor. Kadının kendini nasıl görmek istediği önemli değil. Zaten, hemcinslerimin çoğu da, verilen rolü itirazsız oynuyor. Tabii bu oyun sahnesinde, korkunç bir rekabet var. Bütünlenmek için birisini arıyorsun.Ya da birisi var, seni bırakmasın istiyorsun. Daha iyi bir işe girmek, kariyerinde yükselmek istiyorsun. Bütün bunlar için, güzel görünmen gerektiğine inanıyorsun. Güzel görünme isteği,bazen hepimizin bildiği popüler nedenlerle zirve yapıyor. İhmale uğradığını hissetme, terk edilme, boşanma, aldatılma....vs.
İmdat, kırıştım 
Darda bir insan var, üzgün bir kadın, öz güveni azalmış, denize düşmüş sarılacak yılan arıyor. İşte sistem burada devreye giriyor. Senin nasıl görünmen gerektiğine karar veriyor. Bu yöntemleri satın almanın, sorunları çözeceğine, seni mutlu edeceğine inandırıyor. Çark böyle dönüyor, çaresiz insanı bul ve ona şunu ya da bunu sat.
Haydi! Seni düzeltelim


Kıllarıyla, gözenekleriyle, kimi yerde kalınlaşıp incelmeleriyle, altındaki dokuları korumakla yükümlü bir zırh ve aynı zamanda bir solunum aygıtı olarak dizayn edilmiş derinin, nasıl görünmesi gerektiğine karar veriliyor. Kaşlar yukarı kalkacak, göz kapakları yana, şakaklar öne, dudaklar gergin ve kalın, çene sivri ve belirgin....vs. Yer çekimi bu, tüm dokuları aşağı çekecek tabii, kollagen doku zamanla gevşeyip pörsüyecek, cilt kırışacak. Eyvahhhh çare bulmalıyız.
Dolgu, botoks, PRP, mezoterapi, lazer, cilt ütüsü, askı yöntemi   vs. var. Mutlaka satın almalısın, genç görüneceksin, aynaya bakınca kendinden hoşnut olacaksın, böylece iş ve özel hayatındaki tüm aksaklıklar düzelecek. Hazırız inanmaya , hazırız emirleri yerine getirmeye.
Dolgu; hyaluronik asit veya kişinin kendi yağ hücreleri alınarak yapılıyor. Özellikle yüzde burun kanatlarından itibaren, dudaktan alt çeneye uzanan oluklara yapılıyor, bir süre için boşlukları dolduruyor. Botoks geçici süre için, yapıldığı bölgedeki yüz kaslarını felç ediyor, hiç kıpırdayamayan kasın üstündeki cilt gergin görünüyor, genellikle kaz ayağı alanına ve iki kaş arasına alına yapılıyor. Üst dudağı büyük göstermek için dolgu ve botoks beraber kullanılıyor. PRP kişinin kendi kanının bazı hücreleri. Kan alınıyor, santrifüjde ayrılıyor, hücreler tekrar yüze-boyun bölgesine enjekte ediliyor, büyüme hormonunun uyarılıp, kanlanmanın artırılıp derinin renkli ve genç görünmesi hedefleniyor. Askıda küçük cerrahi müdahale var. Diğer yöntemlerde yüzey ince damarlarını uyarma, dolaşımı artırma çabası var. Bu yöntemlerden birisi veya bir kaçı uygulanıyor. Bir de çok doğal olacağı, kimsenin bir işlem yapıldığını anlamayacağı garantisi veriliyor. Bu da nedense? Yapan da, yaptıranda işlemin adını ağızlarına almak istemiyorlar.
İstersen, ölünceye kadar genç kalabilirsin

Şimdi, bir hemcinsiniz olarak diyorum ki, tam da yaşı görüntüsünde olan bir hemcinsiniz. Gençlik bir kavramdır. Görüntü değil. Gençlik heyecandır, üretmektir, gülmektir, sevmektir. Gençlik şiirdir, resimdir, romandır, öyküdür. gençlik sinemada en arka sırada oturmak, çıtır çıtır mısır yemektir. Gençlik çimlere oturmak, toplantıya gittiğin giysini lekelemektir. Seyyar arabadan kuru fasülye, pilav yemektir. Gece sahilde çıplak ayak yürümek, dondurmayı kağıt helvaya sıkıştırıp kollarına akıtmaktır. Hiç tanımadığın insanlara masal anlatmaktır. Gençlik daha bir çok şeydir.......Ne alakası var, kurbağamtırak bir ifadeyle şaşkın, şaşkın bakıp, kendini genç sanmanın. Yapmayın lütfen, gerçekten kötü görünüyorsunuz. Artık gerekçeniz neyse? Erkekler için, kadınlar için, iş için, öz güven için, onun için, bunun için....Yapmayın, paranıza yazık. Spor yapın, yürüyün, koşun, yüzün, piknik yapın, dans edin, kahkahalarla gülün, şarkı söyleyin, aşık olun, sevişin, hayvan bakın, tarçınlı kurabiye pişirin, küçük saksılara fesleğen dikin.....
Ben de kadınım, bakın neler yapıyorum.
-Sigara içmiyorum
-Kambur durmuyorum
-Bol su içiyorum
-Beş kata kadar asansör kullanmıyorum
-Renkleri çok seviyorum, her bir şeyi rengarenk kullanıyorum.
-Sık sık gökyüzüne bakıyorum
-Alçak yastıkta sırt üstü yatıyorum
-Kedim ve çiçeklerim var
-Çocuklarımı gözlüyorum
-Her gün yeni bir şey öğreniyorum
-Çalışıyorum, eğer yaşarsam yirmi yıl daha çalışmayı düşünüyorum
-Okuyorum, yazıyorum
-Aynaya bakıyorum. Göz kenarlarım kırışmış, hani üzgün ifade diyorlar ya, kaşlarım ve dudaklarım yer çekimiyle aşağı doğru yol aldığından, ifadem değişmiş, boynum sarkmış, gözlerim aynı bakıyor. Aynada gördüğüm kadından çok hoşnutum.

Hadi sizde neler yaptığınızı, nelere sahip olduğunuzu, alt alta yazın. Rengarenk kalemlerle yazın. Kağıdın kenarlarını çiçeklerle süsleyin. Okuyun ve ardından aynaya bakın. Kimi göreceksiniz bakalım?