hekimanne'den cennetin anahtarı

Ya bir gün kafamın içi karmakarışık olursa

15:23

Altı ay ömrüm kalsaydı ne yapardım? Araştırır mıydım? Yazar mıydım? Ama kesinlikle daha az uyurdum.


Oliver Sacks ölmüş. Kendisi bir İngiliz, New York'da yaşamış, dünyaca ünlü bir Nörolog ve yazar. 1990 yapımı bir film var Awakenings ( Uyanış). Başrollerinde de iki unutulmaz oyuncu, Robert De Niro ve Robin Williams. İşte bu filmin senaryosu, Oliver Sacks'ın aynı adlı romanından uyarlanmış. Filmdeki Nörolog Malcom Sayer, Oliver Sacks'ın ta kendisi. Zaten konusu da gerçek bir hasta öyküsüymüş.
Ben de otuz beş yıllık hekimlik serüvenimde öyle ilginç şeylerle karşılaştım ki, kitap ve senaryo yazmayacağım ama yeni bir blog hazırlığındayım. Adı '' Feray'la yolları kesişenler'' hastalarımla yaşadıklarım yer alacak bloğumda.
Filme gelirsek, soluksuz izliyor insan. Kendimi hastanın yerine koyuyorum ve neler oluyoooorrrr diyorum. Annesinin yerine koyup mucize beklentimi, kaybetme korkusunun içine salıveriyorum. Ama en çok doktorun yerine koyup, yılmıyorum, uğraşıp didiniyorum.
Seyredin mutlaka, çok açıklayıcı olmadan kısaca bahsedeyim konudan. 1926 yılı, ABD'de bir yerlerde, küçük bir ensefalit( bir çeşit beyin iltihabı) salgını oluyor. Çoğu hasta çocuk ölüyor, hastalık kalanlarda sanki donmuşlar gibi bir sekel bırakıyor. Biz tıpta buna Katatoni diyoruz. Öğrencilik yıllarımda bir katatonik hasta görmüştüm, heykel gibiydi. Sonra hiç karşılaşmadım. Robert De Niro çocukken ensefalit geçirmiş ve sekel kalmış hastalardan birisini oynuyor ve efsane Robin Williams doktor rolünde.
Oliver Sacks'ın en ünlü eserlerinden birisi de '' Karısını Şapka Sanan Adam'' Bunun dışında da Türkçe'ye çevrilmiş beş eseri daha var. Hepsini okumadım, okudukça izlenimlerimi paylaşırım sizlerle.
Karısını Şapka Sanan Adam keşke filme uyarlansa da seyretsek. Orada da kahramanımız bir müzik profesörü, görsel agnozi denilen bir derdi var. Çevresindeki herşeyi bütün halinde değilde parça parça görebiliyor, birleştiremiyor. Bu birden bire olmuyor tabii, giderek artıyor. Düşünsenize bir gün sabah aynaya bakıyorsunuz, gözünüzü, ağzınızı, kulağınızı, burnunuzu ayrı parçalar halinde görüyorsunuz, görüntüyü birleştiremiyorsunuz, acaba kendinizi tanır mıydınız. Ve yine bu öyküde de bir nöroloğumuz var, daha fazla anlatmayayım da okuyun mutlaka.
Teşekkürler Oliver Sacks diyorum. Ölmeden altı ay kadar önce karaciğer kanseri olduğunu ve hastalığının çok ileri safhada olup diğer organlarına da yayıldığını açıklamış. Peki ne yapacaksınız diyen birisine diyor ki, araştırmalarıma ve yazmaya devam edeceğim, ailem ve arkadaşlarımla olacağım ve olabildiğince az uyuyacağım. Öyle mi yaptı bilemiyorum, evinde ailesi ve arkadaşları varken bir daha uyanamayacağı son uykusuna dalmış. Geride bıraktıkların için tekrar teşekkürler.

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum