hekimanne gezerken

Aşk ayakları yerden keser mi?

16:01

Kesti, bizzat gözlerimle gördüm.


Neyi seyretmeyi seviyorum diye düşününce, açık ara film seyretmeyi diyorum, onu da sinemada seyretmeye bayılıyorum. Sık olmasa da tiyatro ve konserlere de gidiyorum. Ama Türkiye'de müzikale gitmek kolay değil. Çünkü yok, sahnelenmiyor. Neyse işte, geçen hafta seyrettim dünyaca ünlü bir Broadway klasiğini. Beauty and the Beast( Güzel ve Çirkin). Broadway'e uyarlanan ilk ve en başarılı Disney filmiymiş. Bir çok ödüle sahip, on üç yıldır sahneleniyormuş, yirmiden fazla ülkede otuz beş milyon kişi seyretmiş. Türkiye'de de ilk kez Zorlu Center PSM de sahnelendi. Benim gibi gidiyorsanız, Boğaziçi köprüsünden Avrupa yakasına geçince 2. çıkıştan çıkarsanız Zorlu hemen orada, Ya da metrobüs ile giderseniz son durakta. Yani ulaşması çok kolay.
Zorlu  PSM'nin ihtişamı
Zorlu PSM'de her şey büyük, aşırı yüksek tavanlar, hangi amaca hizmet ettiği belli olmayan geniş boşluklar, metal renkleriyle pekiştirilmiş mekanik bir görüntü. Arada temsilin tanıtım afişleri olmasa, bir uzay üssüne mi geldik diyeceksiniz. Bilet kontrol ve yer gösterme için eğitilmiş gençler de, o kadar yapay bir kibarlık ve samimiyetsizlik var ki. Daha önce The Phantom of the Opera için de gelmiştim, bu kadar batmamıştı bana, bu biraz görgüsüz görüntü. Belki karnım aç, ondandır bu hassasiyetim. Ama koltuklara hiç lafım yok, rahat, ergonomik, sanıyorum her bir koltuk sahneyi rahatça görecek bir mimariyle düzenlenmiş.
Ve perde
Oyun başladı, orkestra harika çalıyor. Besteci Alan Menken. Bir çok bestesi var, besteleriyle 8 Oscar, 11 Grammy, 7 Altın Küre almış. Müzikler öyle böyle değil yani. Oyuncular, kostümler, ışık oyunları, danslar tam bir şölen. Açlığımı da çantamda hep taşıdığım, dışı bitter, içi acı badem ezmesi çikolatamla bastırdım. Her şey mükemmel yani.
Konuyu duymuşsunuzdur. Güzeller güzeli Belle, büyülenerek canavara dönüşmüş prense aşık oluyor. Prens olduğunu bilmeden tabii. Aşk kalpten kalbe gider, görüntüyle alakası yok mesajını alıyoruz. Bu karşılıklı hissedilen büyük aşk büyüyü bozuyor. Sahnede büyü bozulmasını nasıl canlandıracaklar? Dumanlarla, yanıp sönen ışıklar arasında, canavar havada uçuyor, süzülüyor, dönüyor. Belli ki bizim göremediğimiz iplere bağlı. Bu arada canavar yakışıklı prense dönüştü, ışıklar aydınlandı, orkestra muhteşem bir aşk şarkısı çalıyor, Belle yerde oturmuş söylüyor. Prens yere inecek, sarılıp öpüşecekler, mutlu son....
Eni konu, bütün salon sonunu bildiği bir gösteride nefesini tutmuş bekliyor. Ama böyle olmadı, olamadı. Prens yere inemedi, ipi dolandı, hemen perde kapandı, yerlerinizden kalkmayın teknik arıza var anonsu yapıldı.
Biz ne mi yaptık? Önce inceden bir uğultu, sonra güldük, alkışladık, Bir kaç '' Aaa olur mu böyle canım, o kadar para verdik'' sesi çıktı. Beni kalbimden vuran cümle, bir genç kızdan geldi. Şakıyarak konuşan, Belle'den güzel bir kız. Öyle sevdi, öyle sevdi ki dedi, ayakları yerden kesildi. Evet aşk ayakları yerden kesiyor, gözlerimle gördüm ben. 

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum