hekimanne'den cennetin anahtarı

Ahhh! O eski bayramlar

15:21

Dışarıdaki bayramı ne yapacaksınız, önemli olan içinizdeki bayram
Klişe laflar vardır dilimizde. Üçünü çok seviyorum. 1- Eskiden buralar dutluktu 2- Kırık değildir, kırık olsa duramazdın 3- Ahhh o eski bayramlar
Geçen yıl bir bayram yazısı yazmışım. Bayram ne olaki demişim. O zamanki ruh halim neyse, ona göre yazıp çizmişim. Yazdıklarıma aynen katılıyorum. Bu yıl eski ve yeni bayram farklarımı yazacağım. Bana göre tabi. Önümüzdeki yıl kim bilir neler yazarım.Belki yazmam, neyse bekleyelim görelim. 
Benim eski bayramlarıma gelince. Hiç sevmezdim, çocukken belki harçlık ve kavurma kısmı hoşuma gitmiş olabilir. Yaş aldıkça, ki an itibarıyla 58 yaşındayım, çocukluğumda olan bitenler bir sis perdesi ardında kalıyor, bayramlarda buna dahil. Ben daha çok gençlik ve orta yaş bayramlarımı hatırlıyorum. Şu tiksinç kurban olayını yıllarca uyguladık. Yanlış anlaşılmasın, ben et severim, burada iki yüzlü gibi olmayayım. Uzun süre sorgulamadım, dini emir midir, gelenek midir? Sonra, sıkıntılı bir süreçte, denize düşen yılana sarılır ya hani, ben de dindar olayım bari dedim. O zaman kulaktan dolmalarla yetinmeyip, derinlemesine her şeyi, ama her şeyi ( kuran, incil, eski ahit, dinler tarihi, gılgamış destanı) okudum. Şöyle depresyonun ilk basamağında olduğum yıllara rast geliyor bu dönem, zihnim olağanüstü açık, ciltler deviriyorum. Sonunda pagan adeti olduğunu anladım, okudukça din çelişkiler yumağına dönüştü, bu serüveni Turan Dursun'u okuyarak noktaladım. Zaten o arada depresyonum artmış olmalı ki okuyamamaya başladım. Neyse işte o süreçlerde çocuklarım var ve henüz küçükler, ben bir kaç işte birden çalışıyorum. Ve evde olmaktan nefret ediyorum, bayram demek tatil demek, tatil demek işe gitmemek ve evde kalmak demek. Ama yalnız ben değil, çocuklarımda aynı, odalarına kapanıp tatil bitip okula gidinceye kadar uyumak istiyorlar. Ben branşım gerektirmese bile, çalıştığım özel polikliniklerde nöbete kalmaya çalışıyorum. Olmazsa da kendi geliştirdiğim yöntemlerle ( içimden şarkı söylemek, küfür etmek...vs) zamanı geçirmeye çalışıyorum. Bu durumdan evde estirilen terör nedeniyle maalesef oldukça uzun bir süre kurtulamadık, gerçeklik duygumu kaybetmeden biraz savaştım ama daha sonra uzun yıllar kabullenme sürecine girdim. O süreçte anlamıyordum ama meğerse gerçek kurbanlar ben ve çocuklarımmış. Neyse, bayramlara geri dönersek. Koca şehirler ahır kokuyor, ben son derece rahatsız olmuyorum. Yani yakınlarına gidip, derin nefesler almıyorum tabi ama gelip geçici günler, idare ederim diye düşünüyorum. Sanırım biraz daha kontrollü kesim yapılıyor, kaçak göçek bahçesinde kesen de beni ilgilendirmiyor. Neyi doğru yapıyorlar ki, bunu yanlış yapıyorlar diye kızalım. Birkaç bin yıla kadar daha uygar olacaklarını umuyorum. Bize gelince, biz yani ben ve çocuklar. Dil alışkanlığı çocuklar diyorum, genç kadınlar, genç adamlar artık onlar. Neyse biz, hep beraber tatillerden korkmamayı öğrendik, hatta bayram tatilleri kısa gelmeye başladı, arkasına önüne devletin yaptığı gibi idari bir şeyler eklemeye çalışıyoruz. Bu bayramda da, biz eskiyi hiç hatırlamadan, eskiyi hiç konuşmadan, unutmaya çalışarak diyelim, gezmeye gidiyoruz. Hepinize ne yapıyorsanız yapın, nereye giderseniz gidin huzur diliyorum. Para, pul, kurban, et, koku teferruat, huzur olsun yeter.....  

Bİ DE BUNLAR VAR

0 yorum